1. [83:24] | ta`rifü fî vucûhihim naḍrate-nne`îm. | تعرف في وجوههم نضرة النعيم تَعْرِفُ فِي وُجُوهِهِمْ نَضْرَةَ النَّعِيمِ |
---|
Elmalılı | Yüzlerinde nimet ve mutluluğun sevincini görürsün. |
Y. Ali | Thou wilt recognise in their faces the beaming brightness of Bliss.
|
Words | | تعرف - You will recognize| في - in| وجوههم - their faces| نضرة - (the) radiance| النعيم - (of) bliss.| |
Pickthal | Thou wilt know in their faces the radiance of delight. |
Arberry | thou knowest in their faces the radiancy of bliss |
Shakir | You will recognize in their faces the brightness of bliss. |
Free Minds | You know in their faces the look of Paradise. |
Qaribullah | and in their faces you shall know the radiance of bliss. |
Asad | upon their faces thou wilt see the brightness of bliss. |
Diyanet Vakfı | Onların yüzünde nimetlerin sevincini görürsün. |
Diyanet | Onları, yüzlerindeki nimet pırıltısından tanırsın. |
Edip Yüksel | Yüzlerinden nimetlerin sevinç ve parıltısını okursun. |
Suat Yıldırım | Sen onlara bakınca yüzlerinde, cennet nimetlerinin verdiği sevinci okursun. |
Yaşar Nuri Öztürk | Yüzlerinde nimetin sevinç parıltısını izlersin. |
Abdulbaki Gölpınarlı | Tanırsın onları, yüzlerinde cennetin parlaklığı var. |
Ali Bulaç | Nimetin parıltılı-sevincini sen onların yüzlerinde tanırsın. |
Süleyman Ateş | Yüzlerinde ni'metin sevinç ve parıltısını sezersin. |
Önceki [83:23]< >[83:25] Sonraki |