1. [83:22] | inne-l'ebrâra lefî ne`îm. | إن الأبرار لفي نعيم إِنَّ الْأَبْرَارَ لَفِي نَعِيمٍ |
---|
Elmalılı | Haberiniz olsun ki, iyiler nimet içindedir. |
Y. Ali | Truly the Righteous will be in Bliss:
|
Words | | إن - Indeed,| الأبرار - the righteous| لفي - (will be) surely in| نعيم - bliss,| |
Pickthal | Lo! the righteous verily are in delight, |
Arberry | Surely the pious shall be in bliss, |
Shakir | Most surely the righteous shall be in bliss, |
Free Minds | The pious are in Paradise. |
Qaribullah | The righteous shall indeed be blissful, |
Asad | Behold, [in the life to come] the truly virtuous will indeed be in bliss: |
Diyanet Vakfı | İyiler kesinkes cennettedir. |
Diyanet | İyiler, şüphesiz, nimet içinde ve tahtlar üzerinde etrafı seyrederler. |
Edip Yüksel | İyiler nimetler içindedir. |
Suat Yıldırım | İşte o hayırlı insanlar, naîm cennetlerindedir. |
Yaşar Nuri Öztürk | İyilik sergileyenler büyük bir nimetin tam içindedir. |
Abdulbaki Gölpınarlı | Şüphe yok ki iyi kişiler, elbette cennettedir. |
Ali Bulaç | Gerçek şu ki, ebrar olanlar, elbette nimetler içindedirler. |
Süleyman Ateş | İyiler elbette ni'met içindedirler. |
Önceki [83:21]< >[83:23] Sonraki |