1. [8:4] | ülâike hümü-lmü'minûne ḥaḳḳâ. lehüm deracâtün `inde rabbihim vemagfiratüv verizḳun kerîm. | أولئك هم المؤمنون حقا لهم درجات عند ربهم ومغفرة ورزق كريم أُوْلَـئِكَ هُمُ الْمُؤْمِنُونَ حَقًّا لَّهُمْ دَرَجَاتٌ عِندَ رَبِّهِمْ وَمَغْفِرَةٌ وَرِزْقٌ كَرِيمٌ |
---|
Elmalılı | İşte gerçekten mümin olanlar onlardır. Onlara Rablerinin katında dereceler vardır, bağışlanma ve değerli rızık vardır. |
Y. Ali | Such in truth are the believers: they have grades of dignity with their Lord, and forgiveness, and generous sustenance:
|
Words | | أولئك - Those -| هم - they are| المؤمنون - the believers| حقا - (in) truth.| لهم - For them| درجات - (are) ranks| عند - with| ربهم - their Lord| ومغفرة - and forgiveness| ورزق - and a provision| كريم - noble.| |
Pickthal | Those are they who are in truth believers. For them are grades (of honour) with their Lord, and pardon, and a bountiful provision. |
Arberry | those in truth are the believers; they have degrees with their Lord, and forgiveness, and generous provision. |
Shakir | These are the believers in truth; they shall have from their Lord exalted grades and forgiveness and an honorable sustenance. |
Free Minds | These are the true believers; they will have grades with their Lord and a forgiveness and a generous provision. |
Qaribullah | those are, in truth, the believers. They shall have degrees with their Lord and forgiveness, and a generous provision. |
Asad | it is they, they who are truly believers! Theirs shall be great dignity in their Sustainer's sight, and forgiveness of sins, and a most excellent sustenance.' |
Diyanet Vakfı | İşte onlar gerçek müminlerdir. Onlar için Rableri katında nice dereceler, bağışlanma ve tükenmez bir rızık vardır. |
Diyanet | İşte gerçekten inanmış olanlar bunlardır. Onlara Rablerinin katında mertebeler, mağfiret ve cömertçe verilmiş rızıklar vardır. |
Edip Yüksel | Böyleleri gerçek inananlardır. Onlar için Rab'leri yanında dereceler, bağışlanma ve tükenmez rızık vardır. |
Suat Yıldırım | İşte gerçek müminler onlardır.Onlara Rab'lerinin nezdinde, cennette yüksek dereceler, mağfiret ve kıymetli bir nasip vardır. |
Yaşar Nuri Öztürk | Gerçek anlamda müminler, işte bunlardır. Rableri katında dereceler, bağışlanma ve bol bir rızık var onlar için. |
Abdulbaki Gölpınarlı | Onlardır gerçek inananlar, onlarındır Rableri katında dereceler, yarlıganma ve daimi, bitmeztükenmez rızık. |
Ali Bulaç | İşte gerçek mü'minler bunlardır. Rableri Katında onlar için dereceler, bağışlanma ve üstün bir rızık vardır. |
Süleyman Ateş | İşte gerçek mü'minler onlardır. Onlara Rablerinin katında dereceler, bağışlanma ve tükenmez rızık var. |
Önceki [8:3]< >[8:5] Sonraki |