1. [78:34] | veke'sen dihâḳâ. | وكأسا دهاقا وَكَأْسًا دِهَاقًا |
---|
Elmalılı | Dopdolu kadehler var. | Y. Ali | And a cup full (to the brim).
| Words | | وكأسا - And a cup| دهاقا - full.| | Pickthal | And a full cup. | Arberry | and a cup overflowing. | Shakir | And a pure cup. | Free Minds | And a cup that is full. | Qaribullah | and an overflowing cup. | Asad | and a cup [of happiness] overflowing. | Diyanet Vakfı | Ve içki dolu kase(ler). | Diyanet | Doğrusu, Allah'a karşı gelmekten sakınanlara kurtuluş, bahçeler, bağlar, yaşıtlar ve dolu kadehler vardır. | Edip Yüksel | Dolu kadehler... | Suat Yıldırım | Onlara bahçeler, üzüm bağları, turunç göğüslü genç yaşıt dilberler, dolu dolu kadehler var. [38,52; 56,37] | Yaşar Nuri Öztürk | Dopdolu kadehler vardır. | Abdulbaki Gölpınarlı | Ve dopdolu kadeh. | Ali Bulaç | Dopdolu kadehler. | Süleyman Ateş | Ve dolu kadeh(ler). | Önceki [78:33]< >[78:35] Sonraki |
|