1. [78:32] | ḥadâiḳa vea`nâbâ. | حدائق وأعنابا حَدَائِقَ وَأَعْنَابًا |
---|
Elmalılı | Bahçeler var, bağlar var. | Y. Ali | Gardens enclosed, and grapevines;
| Words | | حدائق - Gardens| وأعنابا - and grapevines,| | Pickthal | Gardens enclosed and vineyards, | Arberry | gardens and vineyards | Shakir | Gardens and vineyards, | Free Minds | Gardens and vineyards. | Qaribullah | and gardens and vineyards, | Asad | luxuriant gardens and vinyards, | Diyanet Vakfı | Bahçeler, bağlar, | Diyanet | Doğrusu, Allah'a karşı gelmekten sakınanlara kurtuluş, bahçeler, bağlar, yaşıtlar ve dolu kadehler vardır. | Edip Yüksel | Bağlar, bahçeler... | Suat Yıldırım | Onlara bahçeler, üzüm bağları, turunç göğüslü genç yaşıt dilberler, dolu dolu kadehler var. [38,52; 56,37] | Yaşar Nuri Öztürk | Sulak bahçeler, bağlar, üzümler, | Abdulbaki Gölpınarlı | Bahçeler, üzümler. | Ali Bulaç | Nice bahçeler ve üzüm bağları. | Süleyman Ateş | Bahçeler, bağlar, | Önceki [78:31]< >[78:33] Sonraki |
|