1. [74:47] | ḥattâ etâne-lyeḳîn. | حتى أتانا اليقين حَتَّى أَتَانَا الْيَقِينُ |
---|
Elmalılı | "Nihayet bize ölüm gelip çattı." |
Y. Ali | "Until there came to us (the Hour) that is certain."
|
Words | | حتى - Until,| أتانا - came to us| اليقين - the certainty."| |
Pickthal | Till the Inevitable came unto us. |
Arberry | till the Certain came to us.' -- |
Shakir | Till death overtook us. |
Free Minds | "Until the certainty came to us." |
Qaribullah | till the certainty (death) overtook us. ' |
Asad | until certainty came upon us [in death]." |
Diyanet Vakfı | Sonunda bize ölüm geldi çattı. |
Diyanet | "Ölüm bize o haldeyken geldi." |
Edip Yüksel | "Nihayet (şimdi) kesin gerçeğe ulaştık." |
Suat Yıldırım | Ölüm bizi yakalayıncaya kadar hep böyle idik.” |
Yaşar Nuri Öztürk | "Nihayet, tartışılmaz ve karşı çıkılmaz bilgi önümüze dikildi." |
Abdulbaki Gölpınarlı | Bize ölüm gelip çatıncaya dek. |
Ali Bulaç | "Sonunda yakîn (kesin bir gerçek olan ölüm) gelip bize çattı." |
Süleyman Ateş | İşte böyle iken ölüm bize gelip çattı. |
Önceki [74:46]< >[74:48] Sonraki |