1. [74:34] | veṣṣubḥi iẕâ esfera. | والصبح إذا أسفر وَالصُّبْحِ إِذَا أَسْفَرَ |
---|
Elmalılı | Ve açtığı sıra o sabaha. | Y. Ali | And by the Dawn as it shineth forth,-
| Words | | والصبح - And the morning| إذا - when| أسفر - it brightens,| | Pickthal | And the dawn when it shineth forth, | Arberry | and the dawn when it is white, | Shakir | And the daybreak when it shines; | Free Minds | And by the morning when it brightens. | Qaribullah | and the morning when it appears, | Asad | and the morn when it dawns! | Diyanet Vakfı | Ağarmakta olan sabaha andolsun ki, | Diyanet | Hayır, hayır öğüt almazlar. Aya, dönüp gelen geceye, ağarmakta olan sabaha and olsun ki, içinizden öne geçmek veya geri kalmak isteyen kimseye, insanoğlunu uyarıcı olarak anlatılan cehennem büyük olaylardan biridir. | Edip Yüksel | Ağardığı vakit sabaha, | Suat Yıldırım | Ağardığı dem sabaha kasem edip şahit tutarım ki. | Yaşar Nuri Öztürk | Yemin olsun sabaha, ağarıp ışıdığında, | Abdulbaki Gölpınarlı | Ve ışıklanıp doğarken güne. | Ali Bulaç | Ağardığı zaman sabaha, | Süleyman Ateş | Ağaran sabaha, | Önceki [74:33]< >[74:35] Sonraki |
|