1. [70:39] | kellâ. innâ ḫalaḳnâhüm mimmâ ya`lemûn. | كلا إنا خلقناهم مما يعلمون كَلَّا إِنَّا خَلَقْنَاهُم مِّمَّا يَعْلَمُونَ |
---|
Elmalılı | Hayır, biz onları bildikleri şeyden yarattık. |
Y. Ali | By no means! For We have created them out of the (base matter) they know!
|
Words | | كلا - By no means!| إنا - Indeed, We| خلقناهم - [We] have created them| مما - from what| يعلمون - they know.| |
Pickthal | Nay, verily. Lo! We created them from what they know. |
Arberry | Not so; for We have created them of what they know. |
Shakir | By no means! Surely We have created them of what they know. |
Free Minds | No, We have created them from what they know. |
Qaribullah | Not at all, for We have created them of what they know. |
Asad | Never! For, behold, We have created them out of something that they know [only too well]! |
Diyanet Vakfı | Hayır (hiç ummasınlar!) Şüphesiz biz onları, kendilerinin de bildikleri şeyden yarattık (fakat ibret almadılar, imana gelmediler). |
Diyanet | Hayır; doğrusu onları kendilerinin de bildikleri şeyden yaratmışızdır. |
Edip Yüksel | Asla; biz onları yarattık, bildikleri şeyden... |
Suat Yıldırım | (Hiç heveslenmesin, hiç kimsenin öteki insanlar üzerinde böbürlenmeye hakkı olamaz). Çünkü Biz onları da, öbür insanlar gibi, o bildikleri nesneden, meniden yarattık. [77,20; 86,5-10] |
Yaşar Nuri Öztürk | Hayır, ummasınlar! Gerçek şu ki biz onları, bildikleri şeyden yarattık. |
Abdulbaki Gölpınarlı | Fakat imkanı yok; şüphe yok ki biz, onları, onların da bildikleri şeyden yarattık. |
Ali Bulaç | Hayır; doğrusu Biz onları bildikleri şeyden yarattık. |
Süleyman Ateş | Hayır! Öyle şey yok! Biz onları bildikleri şeyden yarattık. |
Önceki [70:38]< >[70:40] Sonraki |