1. [70:14] | vemen fi-l'arḍi cemî`an ŝümme yüncîh. | ومن في الأرض جميعا ثم ينجيه وَمَن فِي الْأَرْضِ جَمِيعًا ثُمَّ يُنجِيهِ |
---|
Elmalılı | Ve yeryüzünde bulunanların hepsini ki, tek kendini kurtarabilsin. |
Y. Ali | And all, all that is on earth,- so it could deliver him:
|
Words | | ومن - And whoever| في - (is) on| الأرض - the earth| جميعا - all,| ثم - then| ينجيه - it (could) save him.| |
Pickthal | And all that are in the earth, if then it might deliver him. |
Arberry | and whosoever is in the earth, all together, so that then it might deliver him. |
Shakir | And all those that are in the earth, (wishing) then (that) this might deliver him. |
Free Minds | And all who are on Earth, so that he can be saved! |
Qaribullah | and whosoever is in the earth, altogether, so that it might save him. |
Asad | and of whoever [else] lives on earth, all of them - so that he could but save himself. |
Diyanet Vakfı | Ve yeryüzünde kim varsa hepsini fidye olarak versin de, tek kendini kurtarsın. |
Diyanet | Onlar birbirlerine yalnız gösterilirler. Suçlu kimse o günün azabından kurtulmak için oğullarını, ailesini, kardeşini, kendisini barındırmış olan sülalesini ve yeryüzünde bulunan herkesi feda etmek ve böylece kendisini kurtarmak ister. |
Edip Yüksel | Ve yeryüzünde bulunan herkesi, ki kurtulsun. |
Suat Yıldırım | Birbirlerine gösterildikleri halde hiçbir candan dost, dostunun hâlini sormaz.Her mücrim o günkü azaptan kurtulmak için fidye olarak oğullarını, eşini, kardeşini,kendisine sahip çıkan sülalesini, hatta dünyada olanların tamamını verip de kurtulmak ister. [31,33; 40,18; 23,101; 80,34-37] |
Yaşar Nuri Öztürk | Ve yeryüzündeki insanların tümünü fidye verip kendisini kurtarmayı ister. |
Abdulbaki Gölpınarlı | Ve kim varsa yeryüzünde hepsini de feda etmek ve sonra da kendini kurtarmak ister. |
Ali Bulaç | Yeryüzünde bulunanların tümünü (verse de); sonra bir kurtulsa. |
Süleyman Ateş | Ve yeryüzünde bulunanların hepsini (versin) de tek kendisini kurtarsın. |
Önceki [70:13]< >[70:15] Sonraki |