1. [70:13] | vefeṣîletihi-lletî tü'vîh. | وفصيلته التي تؤويه وَفَصِيلَتِهِ الَّتِي تُؤْوِيهِ |
---|
Elmalılı | Kendisini barındıran, içinde yetiştiği tüm ailesini, |
Y. Ali | His kindred who sheltered him,
|
Words | | وفصيلته - And his nearest kindred| التي - who| تؤويه - sheltered him,| |
Pickthal | And his kin that harboured him |
Arberry | his kin who sheltered him, |
Shakir | And the nearest of his kinsfolk who gave him shelter, |
Free Minds | As well as his whole clan that protected him. |
Qaribullah | the kinsmen who gave him shelter, |
Asad | and of all the kinsfolk who ever sheltered him, |
Diyanet Vakfı | Kendisini koruyup barındıran tüm ailesini |
Diyanet | Onlar birbirlerine yalnız gösterilirler. Suçlu kimse o günün azabından kurtulmak için oğullarını, ailesini, kardeşini, kendisini barındırmış olan sülalesini ve yeryüzünde bulunan herkesi feda etmek ve böylece kendisini kurtarmak ister. |
Edip Yüksel | Kendisini yetiştiren tüm akrabalarını, |
Suat Yıldırım | Birbirlerine gösterildikleri halde hiçbir candan dost, dostunun hâlini sormaz.Her mücrim o günkü azaptan kurtulmak için fidye olarak oğullarını, eşini, kardeşini,kendisine sahip çıkan sülalesini, hatta dünyada olanların tamamını verip de kurtulmak ister. [31,33; 40,18; 23,101; 80,34-37] |
Yaşar Nuri Öztürk | Kendisini kucaklayıp barındıran ailesini. |
Abdulbaki Gölpınarlı | Kendisini barındıran kabile halkını da. |
Ali Bulaç | Ve onu barındıran aşiretini de; |
Süleyman Ateş | Kendisini barındıran, içinde yetiştiği tüm ailesini, |
Önceki [70:12]< >[70:14] Sonraki |