1. [7:95] | ŝümme beddelnâ mekâne-sseyyieti-lḥasenete ḥattâ `afev veḳâlû ḳad messe âbâene-ḍḍarrâü vesserrâü feeḫaẕnâhüm bagtetev vehüm lâ yeş`urûn. | ثم بدلنا مكان السيئة الحسنة حتى عفوا وقالوا قد مس آباءنا الضراء والسراء فأخذناهم بغتة وهم لا يشعرون ثُمَّ بَدَّلْنَا مَكَانَ السَّيِّئَةِ الْحَسَنَةَ حَتَّى عَفَواْ وَّقَالُواْ قَدْ مَسَّ آبَاءَنَا الضَّرَّاءُ وَالسَّرَّاءُ فَأَخَذْنَاهُم بَغْتَةً وَهُمْ لاَ يَشْعُرُونَ |
---|
Elmalılı | Sonra kötülüğü değiştirip yerine iyilik (bolluk) getirdik, nihayet çoğaldılar ve: "Atalarımıza da böyle darlık ve sevinç dokunmuştu." dediler ve hemen onları, hiç farkında olmadıkları bir sırada ansızın yakaladık. | Y. Ali | Then We changed their suffering into prosperity, until they grew and multiplied, and began to say: "Our fathers (too) were touched by suffering and affluence" ... Behold! We called them to account of a sudden, while they realised not (their peril).
| Words | | ثم - Then| بدلنا - We changed| مكان - (in) place| السيئة - (of) the bad| الحسنة - the good,| حتى - until| عفوا - they increased| وقالوا - and said,| قد - "Verily,| مس - (had) touched| آباءنا - our forefathers| الضراء - the adversity| والسراء - and the ease."| فأخذناهم - So We seized them| بغتة - suddenly,| وهم - while they| لا - (did) not| يشعرون - perceive.| | Pickthal | Then changed We the evil plight for good till they grew affluent and said: Tribulation and distress did touch our fathers. Then We seized them unawares, when they perceived not. | Arberry | then We gave them in the place of evil good, till they multiplied, and said, 'Hardship and happiness visited our fathers.' So We seized them suddenly, unawares. | Shakir | Then We gave them good in the place of evil until they became many and said: Distress and happiness did indeed befall our fathers. Then We took them by surprise while they did not perceive. | Free Minds | Then We replace the bad with good, until they have plenty, then they Say: "Our fathers were the ones afflicted by hardship, and adversity." We then take them suddenly, while they are unaware. | Qaribullah | Then We changed evil for good, until they multiplied and said: 'Our fathers were indeed touched by misfortune and adversity. ' So We seized them suddenly while they were unaware. | Asad | then We transformed the affliction into ease of life, so that they throve and said [to themselves], "Misfortune and hardship befell our forefathers as AL-A'RAF SCRAH well" -whereupon We took them to task, all of a sudden, without their being aware [of what was coming]. | Diyanet Vakfı | Sonra kötülüğü (darlığı) değiştirip yerine iyilik (bolluk) getirdik. Nihayet çoğaldılar ve: "Atalarımız da böyle sıkıntı ve sevinç yaşamışlardı" dediler. Biz de onları, kendileri farkına varmadan ansızın yakaladık. | Diyanet | Sonra kötülüğün yerine iyiliği koyduk, öyle ki, çoğalıp, "babalarımız da darlığa uğramış, bolluğa kavuşmuşlardı" dediler. Bu yüzden onları haberleri olmadan, ansızın yakalayıverdik. | Edip Yüksel | Sonra kötülüğün yerine iyiliği getirdik. Ne var ki anlayışlarını yitirdiler: "Sıkıntı ve refah atalarımıza da dokunmuştu," dediler. Bunun üzerine, haberleri olmadan onları ansızın yakaladık. | Suat Yıldırım | Sonra o kötü durumları değiştirip güzellikleri yayarız.Zamanla ahali çoğalıp “Vaktiyle atalarımız gâh üzülmüş, gâh sevinmişlerdi.” derler fakat olaylardan ibret alıp şükretmezler.Derken, o bilinçsiz halleriyle, hiç hatırlarından geçmezken, ansızın onları kıskıvrak yakalarız. | Yaşar Nuri Öztürk | Sonra zorluk ve sıkıntının yerine mutluluk ve güzelliği getirmişiz de çoğalmışlar ve şöyle demişlerdir: "Atalarımız da zorluk ve sevinçle yüzyüze gelmişlerdi." Nihayet biz onları farkında olmadıkları bir sırada ansızın yakalayıverdik. | Abdulbaki Gölpınarlı | Sonra da kötülük yerine iyilik verdik, çoğaldılar ve atalarımız da malca zarara uğramışlardı, genişliğe kavuşmuşlardı, bu, böyledir dediler de ansızın onları azaba uğrattık, anlamadılar bile. | Ali Bulaç | Sonra kötülüğün yerini iyilikle değiştirdik, öyle ki onlar, çoğaldılar ve: "Atalarımıza da (bazen) şiddetli sıkıntılar (bazen de) refah ve genişlikler dokunmuştu" dediler. Bunun üzerine, Biz de onları kendileri hiç şuurunda değilken apansız kıskıvrak yakalayıverdik. | Süleyman Ateş | Sonra kötülüğü değiştirip yerine iyilik getirdik de (insanlar) çoğaldılar ve: "Atalarımıza da darlık ve sevinç dokunmuştu (onlar da üzüntülü ve sevinçli günler geçirmişlerdi)." dediler (de olaylardan ibret alıp şükretmediler). Biz de onları, hiç farkında olmadıkları bir sırada ansızın yakaladık. | Önceki [7:94]< >[7:96] Sonraki |
|