1.
[7:77] | fe`aḳarü-nnâḳate ve`atev `an emri rabbihim veḳâlû yâ ṣâliḥu-'tinâ bimâ te`idünâ in künte mine-lmürselîn. |  فعقروا الناقة وعتوا عن أمر ربهم وقالوا يا صالح ائتنا بما تعدنا إن كنت من المرسلين
فَعَقَرُواْ النَّاقَةَ وَعَتَوْاْ عَنْ أَمْرِ رَبِّهِمْ وَقَالُواْ يَا صَالِحُ ائْتِنَا بِمَا تَعِدُنَا إِن كُنتَ مِنَ الْمُرْسَلِينَ |
|---|
| Elmalılı | Derken dişi deveyi boğazladılar ve Rablerinin buyruğundan dışarı çıktılar; "Ey Sâlih, eğer hakikaten elçilerdensen, bizi tehdit ettiğin (o azabı) bize getir! "dediler. |
| Y. Ali | Then they ham-strung the she-camel, and insolently defied the order of their Lord, saying: "O Salih! bring about thy threats, if thou art a messenger (of Allah)!"
|
| Words | | فعقروا - Then they hamstrung| الناقة - the she-camel| وعتوا - and (were) insolent| عن - towards| أمر - (the) command| ربهم - (of) their Lord| وقالوا - and they said,| يا - O| صالح - "O Salih!| ائتنا - Bring us| بما - what| تعدنا - you promise us| إن - if| كنت - you are| من - of| المرسلين - the Messengers."| |
| Pickthal | So they hamstrung the she-camel, and they flouted the commandment of their Lord, and they said: O Salih! Bring upon us that thou threatenest if thou art indeed of those sent (from Allah). |
| Arberry | So they hamstrung the She-camel and turned in disdain from the commandment of their Lord, saying, 'O Salih, bring us that thou promisest us, if thou art an Envoy.' |
| Shakir | So they slew the she-camel and revolted against their Lord's commandment, and they said: O Salih! bring us what you threatened us with, if you are one of the messengers. |
| Free Minds | They thus killed the camel and defied God's command, and they said: "O Saleh, bring us what you promised us if you are of the messengers!" |
| Qaribullah | (Then) they hamstrung the shecamel and defied the order of their Lord, saying to Salih: 'Bring down that which you have promised us if you truly are one of the Messengers. ' |
| Asad | And then they cruelly slaughtered the shecamel '61 and turned with disdain from their Sustainer's commandment, and said: "O alih! Bring about that [punishment] with which thou hast threatened us, if thou art truly one of God's messagebearers!" |
| Diyanet Vakfı | Derken o dişi deveyi ayaklarını keserek öldürdüler ve Rablerinin emrinden dışarı çıktılar da: Ey Salih! Eğer sen gerçekten peygamberlerdensen bizi tehdit ettiğin azabı bize getir, dediler. |
| Diyanet | Büyüklük taslayanlar, "Sizin inandığınızı biz inkar ediyoruz" dediler ve dişi deveyi kesip devirdiler; Rablerinin buyruğuna baş kaldırdılar, "Ey Salih, eğer sen peygambersen bizi tehdit ettiğin azaba uğrat bakalım" dediler. |
| Edip Yüksel | Deveyi işkence ederek kestiler ve Rab'lerinin emrine baş kaldırdılar: "Salih, gerçekten elçilerden birisi isen, bizi tehdit ettiğin azabı başımıza getir," dediler. |
| Suat Yıldırım | Derken deveyi boğazladılar ve Rab'lerinin emrinden çıkıp O’na isyan ettiler ve dediler ki: “Salih! Sen gerçekten resullerden isen, bizi tehdit edip durduğun o azabı getir de görelim!” |
| Yaşar Nuri Öztürk | Bu arada dişi deveyi boğazladılar. Ve Rablerinin emrinden dışarı çıkıp şöyle dediler: "Ey Sâlih! Eğer Allah tarafından gönderilenlerdensen, bizi tehdit ettiğin şeyi önümüze getiriver." |
| Abdulbaki Gölpınarlı | Dişi deveyi, ayaklarını kesip öldürdüler ve Rablerinin emrinden çıktılar, isyan ettiler ve ey Salih dediler, peygamberlerdensen tehdid ettiğin şeyi yap bize bakalım. |
| Ali Bulaç | Böylelikle dişi deveyi öldürdüler ve Rablerinin emrine karşı çıkıp (Salih'e de şöyle) dediler: "Ey Salih, eğer gerçekten gönderilenlerden (bir peygamber) isen, vadettiğin şeyi getir, bakalım." |
| Süleyman Ateş | Derken dişi deveyi boğazladılar ve Rablerinin buyruğu dışına çıktılar; "Ey Salih, eğer hakikaten elçilerdensen, bizi tehdidettiğin (azab)ı bize getir!" dediler. |
| Önceki [7:76]< >[7:78] Sonraki |
