1. [7:118] | feveḳa`a-lḥaḳḳu vebeṭale mâ kânû ya`melûn. | فوقع الحق وبطل ما كانوا يعملون فَوَقَعَ الْحَقُّ وَبَطَلَ مَا كَانُواْ يَعْمَلُونَ |
---|
Elmalılı | Artık hakikat ortaya çıkmış ve onların bütün yaptıkları boşa gitmişti. |
Y. Ali | Thus truth was confirmed, and all that they did was made of no effect.
|
Words | | فوقع - So was established| الحق - the truth,| وبطل - and became futile| ما - what| كانوا - they used to| يعملون - do.| |
Pickthal | Thus was the Truth vindicated and that which they were doing was made vain. |
Arberry | So the truth came to pass, and false was proved what they were doing. |
Shakir | So the truth was established, and what they did became null. |
Free Minds | Thus the truth was set, and what they did was made of no effect. |
Qaribullah | So, the truth prevailed and what they were doing was annulled; |
Asad | whereupon the truth was established, and vain was proved all that they had been doing. |
Diyanet Vakfı | Böylece gerçek ortaya çıktı ve onların yapmakta oldukları yok olup gitti. |
Diyanet | Hak tahakkuk etti, onların yaptıkları boşa gitti. |
Edip Yüksel | Böylece, gerçek gerçekleşti ve yaptıkları boşa çıktı. |
Suat Yıldırım | Böylece gerçek ortaya çıktı ve onların bütün yaptıkları boşa gitti. |
Yaşar Nuri Öztürk | Böylece hak ortaya çıktı, onların yapıp ettikleri, işe yaramaz hale geldi. |
Abdulbaki Gölpınarlı | Böylece de hak üstün oldu, yerine geldi ve yaptıkları şeyler, mahvolup gitti. |
Ali Bulaç | Böylece hak yerini buldu, onların bütün yapmakta oldukları geçersiz kaldı. |
Süleyman Ateş | Gerçek ortaya çıktı ve onların bütün yaptıkları batıl oldu. |
Önceki [7:117]< >[7:119] Sonraki |