1. [69:20] | innî żanentü ennî mülâḳin ḥisâbiyeh. | إني ظننت أني ملاق حسابيه إِنِّي ظَنَنتُ أَنِّي مُلَاقٍ حِسَابِيَهْ |
---|
Elmalılı | "Çünkü ben hesabıma kavuşacağımı sezmiştim" der. |
Y. Ali | "I did really understand that my Account would (One Day) reach me!"
|
Words | | إني - Indeed, I| ظننت - was certain| أني - that I| ملاق - (will) meet| حسابيه - my account."| |
Pickthal | Surely I knew that I should have to meet my reckoning. |
Arberry | Certainly I thought that I should encounter my reckoning.' |
Shakir | Surely I knew that I shall meet my account. |
Free Minds | "I knew that I was going to be held accountable." |
Qaribullah | Indeed, I knew that I should come to my reckoning. ' |
Asad | Behold, I did know that [one day] I would have to face my account! |
Diyanet Vakfı | " Doğrusu ben, hesabımla karşılaşacağımı zaten biliyordum." |
Diyanet | Kitabı sağından verilen; "Alın, kitabımı okuyun, doğrusu bir hesaplaşma ile karşılaşacağımı umuyordum" der. |
Edip Yüksel | "Hesabımla karşılaşacağıma inanıyordum." |
Suat Yıldırım | “Zaten ben hesabımla karşılaşacağımı biliyordum!” der. |
Yaşar Nuri Öztürk | "Kendi hesabıma kavuşacağımı sezmiştim zaten." |
Abdulbaki Gölpınarlı | Zaten ben biliyordum ki kıyamet günü kavuşacağım hesabıma. |
Ali Bulaç | "Çünkü ben, gerçekten hesabıma kavuşacağımı sanmış (anlamış)tım." |
Süleyman Ateş | Ben hesabımla karşılaşacağımı sezmiştim zaten. |
Önceki [69:19]< >[69:21] Sonraki |