1. [68:27] | bel naḥnü maḥrûmûn. | بل نحن محرومون بَلْ نَحْنُ مَحْرُومُونَ |
---|
Elmalılı | "Yok, biz mahrum edilmişiz." (dediler). |
Y. Ali | "Indeed we are shut out (of the fruits of our labour)!"
|
Words | | بل - Nay!| نحن - We| محرومون - (are) deprived."| |
Pickthal | Nay, but we are desolate! |
Arberry | nay, rather we have been robbed!' |
Shakir | Nay! we are made to suffer privation. |
Free Minds | "Now, we have nothing!" |
Qaribullah | No, rather, we have been prevented! ' |
Asad | - [and then,] "Nay, but we have been rendered destitute!" |
Diyanet Vakfı | Yok yok, doğrusu biz mahrum bırakılmışız! |
Diyanet | Bahçeyi gördüklerinde: "Herhalde yolumuzu şaşırmış olacağız; belki de biz yoksun bırakıldık" dediler. |
Edip Yüksel | "Yok, doğrusu biz yoksun bırakıldık." |
Suat Yıldırım | Çok geçmeden işi anlayınca: “Hayır! dediler, Doğrusu felakete uğramışız!” |
Yaşar Nuri Öztürk | "Hayır, hayır! Biz mahrum edilenleriz." |
Abdulbaki Gölpınarlı | Hayır dediler, biz mahrum olup gitmişiz. |
Ali Bulaç | "Hayır, biz (herşeyden ve bütün servetimizden) yoksun bırakıldık." |
Süleyman Ateş | Hayır, doğrusu biz mahrum bırakıldık! |
Önceki [68:26]< >[68:28] Sonraki |