1. [67:26] | ḳul inneme-l`ilmü `inde-llâh. veinnemâ ene neẕîrum mübîn. | قل إنما العلم عند الله وإنما أنا نذير مبين قُلْ إِنَّمَا الْعِلْمُ عِندَ اللَّهِ وَإِنَّمَا أَنَا نَذِيرٌ مُّبِينٌ |
---|
Elmalılı | De ki: "(O'na ait) bilgi, Allah'ın yanındadır. Ben ancak apaçık bir uyarıcıyım." |
Y. Ali | Say: "As to the knowledge of the time, it is with Allah alone: I am (sent) only to warn plainly in public."
|
Words | | قل - Say,| إنما - "Only| العلم - the knowledge| عند - (is) with| الله - Allah,| وإنما - and only| أنا - I am| نذير - a warner| مبين - clear."| |
Pickthal | Say: The knowledge is with Allah only, and I am but a plain warner; |
Arberry | Say: 'The knowledge is with God; I am only a clear warner.' |
Shakir | Say: The knowledge (thereof is only with Allah and I am only a plain warner. |
Free Minds | Say: "The knowledge is only with God, and I am but a clear warner." |
Qaribullah | Say: 'The knowledge (of that) is with Allah; I am only a clear warner. ' |
Asad | Say thou, [O Prophet:] "Knowledge thereof rests with God alone; and I am only a plain warner." |
Diyanet Vakfı | De ki: O bilgi, ancak Allah'a mahsustur. Ben ise sadece apaçık bir uyarıcıyım. |
Diyanet | De ki: "Onu bilmek ancak Allah'a mahsustur. Ben sadece apaçık bir uyarıcıyım." |
Edip Yüksel | De ki, "Bu bilgi ALLAH'ın katındadır. Ben sadece apaçık bir uyarıcıyım." |
Suat Yıldırım | De ki: “Bunu yalnız Allah bilir. Ben ise sadece açık ve kesin bir tarzda uyarırım.” |
Yaşar Nuri Öztürk | De ki: "Bilgi Allah'ın katındadır. Bana gelince, ben ancak açıkça uyaran biriyim." |
Abdulbaki Gölpınarlı | De ki: Bilgi, ancak Allah katındadır ve ben, ancak apaçık bir korkutucuyum. |
Ali Bulaç | De ki: "(Bununla ilgili) Bilgi ancak Allah'ın Katındadır. Ben ancak apaçık bir uyarıcıyım." |
Süleyman Ateş | De ki: (Ona ait) Bilgi, Allah'ın yanındadır. Ben ancak apaçık bir uyarıcıyım." |
Önceki [67:25]< >[67:27] Sonraki |