1. [53:51] | veŝemûde femâ ebḳâ. | وثمود فما أبقى وَثَمُودَاْ فَمَا أَبْقَى |
---|
Elmalılı | Ve Semûd'u da bırakmadı. |
Y. Ali | And the Thamud nor gave them a lease of perpetual life.
|
Words | | وثمود - And Thamud,| فما - so not| أبقى - He spared,| |
Pickthal | And (the tribe of) Thamud He spared not; |
Arberry | and Thamood, and He did not spare them, |
Shakir | And Samood, so He spared not |
Free Minds | And of Thamud He left nothing. |
Qaribullah | and Thamood, sparing no one, |
Asad | and Thamud, leaving no trace [of them], [For the story of the tribe of Ad, see second half of note on 7:65; for that of the Thamud, note on 7:73.] |
Diyanet Vakfı | Semud'u da (O helak etti) ve geriye hiçbir şey bırakmadı. |
Diyanet | İlk Ad milletini, Semud milletini yok edip geri bırakmayan O'dur. |
Edip Yüksel | Semudu da bırakmadı, |
Suat Yıldırım | Rahime atılan nutfeden (spermden) erkek ve dişi çiftini yaratma, öldükten sonra diriltme, tekrar yaratma O'na aittir. İnsanı zengin, kanaat sahibi ve halinden memnun etmek de O’na aittir. Müşriklerin taptığı Şi’râ yıldızının Rabbi de O’dur. Önceki Âd milletini yok eden de O’dur. Semud milletini yok edip geriye hiçbir şey bırakmayan da O’dur. Daha önce Nuh milletini yok eden de O. Çünkü bunlar çok zalim, çok azgındılar. Altı üstüne getirilen Lût milletinin şehirlerini yerle bir etti. Onları ne azaplar, ne musîbetler, neler kapladı neler! [86,6-7; 69,6-7; 26,73] |
Yaşar Nuri Öztürk | Semûd'u da. Böylece geriye bir şey bırakmadı. |
Abdulbaki Gölpınarlı | Ve Semud'u da bırakmayan. |
Ali Bulaç | Semud'u da. Böylelikle (o halklardan kimseyi) bırakmadı. |
Süleyman Ateş | Semud'u, komadı (onları). |
Önceki [53:50]< >[53:52] Sonraki |