1. [53:36] | em lem yünebbe' bimâ fî ṣuḥufi mûsâ. | أم لم ينبأ بما في صحف موسى أَمْ لَمْ يُنَبَّأْ بِمَا فِي صُحُفِ مُوسَى |
---|
Elmalılı | Yoksa haber verilmedi mi Musa'nın sahifelerinde yazılı olanlar? |
Y. Ali | Nay, is he not acquainted with what is in the Books of Moses-
|
Words | | أم - Or| لم - not| ينبأ - he was informed| بما - with what| في - (was) in| صحف - (the) Scriptures| موسى - (of) Musa,| |
Pickthal | Or hath he not had news of what is in the books of Moses |
Arberry | Or has he not been told of what is in the scrolls of Moses, |
Shakir | Or, has he not been informed of what is in the scriptures of Musa? |
Free Minds | Or was he not informed of the teachings in the Scriptures of Moses? |
Qaribullah | Or, has he not been told of that which is in the Scrolls of Moses |
Asad | Or has he never yet been told of what was [said] in the revelations of Moses, |
Diyanet Vakfı | Yoksa kendisine haber verilmedi mi? Musa'nın sahifelerinde bulunan, |
Diyanet | Yoksa Musa'nın ve sözünü yerine getiren İbrahim'in kitablarında olanlar kendisine bildirilmedi mi ki? |
Edip Yüksel | Ona Musa'nın öğretisi hakkında bilgi verilmedi mi? |
Suat Yıldırım | Yoksa o Mûsâ'nın ve o çok vefalı İbrâhim’in sahifelerinde bulunan şu kesin gerçekler hakkında bilgi edinmedi mi ki: Hiçbir kimse başkasının günah yükünü çekemez. İnsan, emek ve gayretinin neticesinden başka şey elde edemez. Bu gayretinin semeresi de ileride ortaya çıkacaktır. Emeğinin karşılığı kendisine tam tamına ödenecektir. Elbette son durak, Rabbinin huzuru olacaktır. O’dur güldüren ve ağlatan; O’dur öldüren ve yaşatan. [2,124; 16, 123; 35,18; 36,12; 9,105] |
Yaşar Nuri Öztürk | Yoksa haber verilmedi mi ona, Mûsa'nın sayfalarındakiler? |
Abdulbaki Gölpınarlı | Yoksa Musa'nın sahifelerindeki şey bildirilmedi mi ona. |
Ali Bulaç | Yoksa Musa'nın sahifelerinde olan kendisine haber verilmedi mi? |
Süleyman Ateş | Yoksa kendisine haber mi verilmedi: Musa'nın sahifelerinde bulunan, |
Önceki [53:35]< >[53:37] Sonraki |