1. [43:71] | yüṭâfü `aleyhim biṣiḥâfim min ẕehebiv veekvâb. vefîhâ mâ teştehîhi-l'enfüsü veteleẕẕü-l'a`yün. veentüm fîhâ ḫâlidûn. | يطاف عليهم بصحاف من ذهب وأكواب وفيها ما تشتهيه الأنفس وتلذ الأعين وأنتم فيها خالدون يُطَافُ عَلَيْهِم بِصِحَافٍ مِّن ذَهَبٍ وَأَكْوَابٍ وَفِيهَا مَا تَشْتَهِيهِ الْأَنفُسُ وَتَلَذُّ الْأَعْيُنُ وَأَنتُمْ فِيهَا خَالِدُونَ |
---|
Elmalılı | Onların etrafında yiyecek ve içecekler altın tepsiler ve kadehlerle dolaştırılır. Orada canların çektiği ve gözlerin hoşlandığı herşey vardır. Siz orada ebedi olarak kalacaksınız. |
Y. Ali | To them will be passed round, dishes and goblets of gold: there will be there all that the souls could desire, all that their ayes could delight in: and ye shall abide therein (for eye).
|
Words | | يطاف - Will be circulated| عليهم - for them| بصحاف - plates| من - of| ذهب - gold| وأكواب - and cups.| وفيها - And therein| ما - (is) what| تشتهيه - desires| الأنفس - the souls| وتلذ - and delights| الأعين - the eyes,| وأنتم - and you| فيها - therein| خالدون - will abide forever.| |
Pickthal | Therein are brought round for them trays of gold and goblets, and therein is all that souls desire and eyes find sweet. And ye are immortal therein. |
Arberry | There shall be passed around them platters of gold, and cups, therein being whatever the souls desire, and the eyes delight in. 'And therein, you shall dwell forever. |
Shakir | There shall be sent round to them golden bowls and drinking-cups and therein shall be what their souls yearn after and (wherein) the eyes shall delight, and you shall abide therein. |
Free Minds | They will be served with golden trays and cups, and they will find everything the self desires and the eyes wish for, and you will abide therein forever. |
Qaribullah | To them will be passed large platters and cups of gold. There will be all that souls desire and all that eyes delight in. (And it will be said:) 'There you shall live for ever. |
Asad | [And there] they will be waited upon with trays and goblets of gold; and there will be found all that the souls might desire, and [all that] the eyes might delight in. And therein shall you abide, [O you who believe:] |
Diyanet Vakfı | Onlara altın tepsiler ve kadehler dolaştırılır. Orada canlarının istediği, gözlerinin hoşlandığı her şey vardır. Ve siz, orada ebedi kalacaksınız. |
Diyanet | Onlar için altın kadeh ve tepsiler dolaştırılır, canlarının istediği ve gözlerinin hoşlandığı her şey oradadır. Siz orada ebedi kalacaksınız. |
Edip Yüksel | Onlara altın tepsiler ve kadehlerle sunulur. Orada canların çektiği ve gözlerin hoşlandığı herşey vardır. Siz orada ebedi kalacaksınız. |
Suat Yıldırım | Altın tepsi ve kâselerle kendilerine ikram eden hizmetçiler, etraflarında fır döner.Hülasa orada canınız ne isterse, gözleriniz hangi manzaralardan hoşlanırsa hepsi var!Hem siz burada devamlı kalacaksınız. |
Yaşar Nuri Öztürk | Çevrelerinde altın tepsiler, kadehler dolaştırılır. Orada, nefislerin arzu duyacağı, gözlerin zevkleneceği her şey vardır. Ve siz orada sürekli kalacaksınız. |
Abdulbaki Gölpınarlı | Onlara altından yapılmış tabaklar ve testiler sunulacak ve orada nefsin istediği ve gözün hoşlandığı her şey var ve siz, orada ebedi olarak kalırsınız. |
Ali Bulaç | "Onların etrafında altın tepsiler ve testilerle dolaşılır; orada nefislerin arzu ettiği ve gözlerin lezzet (zevk) aldığı herşey var. Ve siz orada süresiz kalacaksınız." |
Süleyman Ateş | Onların önünde altın tepsiler ve kadehler dolaştırılır. Orada canların çektiği, gözlerin hoşlandığı her şey var! Ve siz orada ebedi kalacaksınız. |
Önceki [43:70]< >[43:72] Sonraki |