1. [38:81] | ilâ yevmi-lvaḳti-lma`lûm. | إلى يوم الوقت المعلوم إِلَى يَوْمِ الْوَقْتِ الْمَعْلُومِ |
---|
Elmalılı | Allah: "Haydi belirli bir vakte kadar mühlet verilenlerdensin" buyurdu. |
Y. Ali | "Till the Day of the Time Appointed."
|
Words | | إلى - Until| يوم - (the) Day| الوقت - (of) the time| المعلوم - well-known."| |
Pickthal | Until the day of the time appointed. |
Arberry | until the day of the known time.' |
Shakir | Till the period of the time made known. |
Free Minds | "Until the appointed Day." |
Qaribullah | till the Day of the known time. ' |
Asad | till the Day the time whereof is known [only to Me]." [The grant of "respite" to Iblis implies that he would have the power to tempt man until the end of time.] |
Diyanet Vakfı | "O bilinen güne kadar" buyurdu. |
Diyanet | Allah: "Sen bilinen güne kadar erteye bırakılanlardansın" dedi. |
Edip Yüksel | "Bilinen vaktin gününe kadar." |
Suat Yıldırım | “Sen belirli bir vakte kadar izinlisin.” |
Yaşar Nuri Öztürk | "O bilinen güne kadar." |
Abdulbaki Gölpınarlı | Bilinen vaktin gününe dek. |
Ali Bulaç | "Bilinen vaktin gününe kadar." |
Süleyman Ateş | O belli vaktin gününe kadar. Until the day of the time appointed. |
Önceki [38:80]< >[38:82] Sonraki |