1. [38:14] | in küllün illâ keẕẕebe-rrusüle feḥaḳḳa `iḳâb. | إن كل إلا كذب الرسل فحق عقاب إِن كُلٌّ إِلَّا كَذَّبَ الرُّسُلَ فَحَقَّ عِقَابِ |
---|
Elmalılı | Hepsi de gönderilen peygamberleri yalanladılar da azabım böyle hak oldu. |
Y. Ali | Not one (of them) but rejected the messengers, but My punishment came justly and inevitably (on them).
|
Words | | إن - Not| كل - all (of them)| إلا - but| كذب - denied| الرسل - the Messengers,| فحق - so (was) just| عقاب - My penalty.| |
Pickthal | Not one of them but did deny the messengers, therefor My doom was justified, |
Arberry | not one, that cried not lies to the Messengers, so My retribution was just. |
Shakir | There was none of them but called the messengers liars, so just was My retribution. |
Free Minds | Each of them disbelieved the messengers, therefore My retribution came to be. |
Qaribullah | There was not one of those that did not belie the Messengers. Therefore, My retribution was realized. |
Asad | not one [was there] but gave the lie to the apostles - and thereupon My retribution fell due. |
Diyanet Vakfı | Onların her biri gönderilen peygamberleri yalanladılar da bu yüzden (kendilerine) azabım hak oldu. |
Diyanet | Hepsi peygamberleri yalanladı da azabımı hakettiler. |
Edip Yüksel | Hepsi de elçileri yalanladılar ve cezamı hakkettiler. |
Suat Yıldırım | Bunların her biri peygamberlere yalancı demiş ve cezalarını hak etmişlerdi. |
Yaşar Nuri Öztürk | Bunların hepsi, resulleri yalanlamaktan başka bir şey yapmadılar. Sonunda azabım hak oldu. |
Abdulbaki Gölpınarlı | Her biri, peygamberleri ancak yalanladılar da azabı hak ettiler. |
Ali Bulaç | Hepsi de elçileri yalanladılar, böylece azapla-sonuçlandırmam (onlara) hak oldu. |
Süleyman Ateş | Hepsi de elçileri yalanladılar, benim cezamı hak ettiler. |
Önceki [38:13]< >[38:15] Sonraki |