1. [37:167] | vein kânû leyeḳûlûn. | وإن كانوا ليقولون وَإِنْ كَانُوا لَيَقُولُونَ |
---|
Elmalılı | (Müşrikler) şöyle diyorlardı: "Eğer yanımızda önceki (ümmet)lerden bir kitap olsaydı, elbette biz de Allah'ın ihlas ile seçilmiş kullarından olurduk." |
Y. Ali | And there were those who said,
|
Words | | وإن - And indeed,| كانوا - they used to| ليقولون - say,| |
Pickthal | And indeed they used to say: |
Arberry | What though they would say, |
Shakir | And surely they used to say: |
Free Minds | And they used to Say: |
Qaribullah | What, would they then say: |
Asad | AND, INDEED, they [who deny the truth] have always been wont to say, |
Diyanet Vakfı | "Putperestler şöyle diyorlardı". |
Diyanet | Putperestler: "Öncekilerde olduğu gibi bizde de bir kitap olsaydı, Allah'ın O'na içten bağlanan kulları olurduk" derlerdi. |
Edip Yüksel | Diyorlardı ki, |
Suat Yıldırım | Müşrikler önceleri: “Eğer, derlerdi, daha önceki milletlere verilen kitap gibi bir kitap bizde de olsaydı, Biz de yalnız Allah'a ibadet eden halis kullarından olurduk.” [35,42; 6,156-157] |
Yaşar Nuri Öztürk | O inkârcılar şunu da söylüyorlardı: |
Abdulbaki Gölpınarlı | Ve kafirler, gerçekten de diyorlardı. |
Ali Bulaç | Onlar (putatapıcılar), her ne kadar şöyle diyor idiyseler de: |
Süleyman Ateş | Gerçi o(ortakkoşa)nlar şöyle diyorlardı: |
Önceki [37:166]< >[37:168] Sonraki |