1. [37:161] | feinneküm vemâ ta`büdûn. | فإنكم وما تعبدون فَإِنَّكُمْ وَمَا تَعْبُدُونَ |
---|
Elmalılı | Çünkü siz ve taptıklarınız, kendiliğinden cehenneme saldıran kimseden başkasını, Allah'a karşı kandırıp, saptıramazsınız. | Y. Ali | For, verily, neither ye nor those ye worship-
| Words | | فإنكم - So indeed, you| وما - and what| تعبدون - you worship,| | Pickthal | Lo! verily, ye and that which ye worship, | Arberry | But as for you, and that you serve, | Shakir | So surely you and what you worship, | Free Minds | As for you and what you worship. | Qaribullah | But as for you, and that you worship, | Asad | for, verily, neither you [blasphemers] nor the objects of your worship | Diyanet Vakfı | Sizler ve taptığınız şeyler! | Diyanet | Sizler ve taptığınız şeyler, cehenneme girecek kimseden başkasını Allah'a karşı azdırıcı değilsiniz. | Edip Yüksel | Siz ve tapmakta olduklarınız, | Suat Yıldırım | “Ey müşrikler! Ne siz, ne de sizin Allah'tan başka ibadet ettikleriniz, -ille de cehenneme girmek isteyen kimseler hariç- Allah’a yönelmek isteyen herhangi bir kulu yoldan çıkaracak bir kuvvete sahip değilsiniz.” | Yaşar Nuri Öztürk | Siz ve kulluk ettiğiniz şeyler, | Abdulbaki Gölpınarlı | Gerçekten de ne siz, ne de kulluk ettikleriniz. | Ali Bulaç | Artık siz de, tapmakta olduklarınız da. | Süleyman Ateş | (Ey inkarcılar) Ne siz, ne de taptıklarınız, | Önceki [37:160]< >[37:162] Sonraki |
|