1. [37:158] | vece`alû beynehû vebeyne-lcinneti nesebâ. veleḳad `alimeti-lcinnetü innehüm lemuḥḍarûn. | وجعلوا بينه وبين الجنة نسبا ولقد علمت الجنة إنهم لمحضرون وَجَعَلُوا بَيْنَهُ وَبَيْنَ الْجِنَّةِ نَسَبًا وَلَقَدْ عَلِمَتِ الْجِنَّةُ إِنَّهُمْ لَمُحْضَرُونَ |
---|
Elmalılı | Onlar, Allah ile cinler arasında bir neseb (hısımlık bağı) uydurdular. Oysa andolsun cinler bilirler ki, o yalancılar mutlaka cehenneme götürüleceklerdir. |
Y. Ali | And they have invented a blood-relationship between Him and the Jinns: but the Jinns know (quite well) that they have indeed to appear (before his Judgment-Seat)!
|
Words | | وجعلوا - And they have made| بينه - between Him| وبين - and between| الجنة - the jinn| نسبا - a relationship,| ولقد - but certainly,| علمت - know| الجنة - the jinn| إنهم - that they| لمحضرون - (will) surely be brought.| |
Pickthal | And they imagine kinship between him and the jinn, whereas the jinn know well that they will be brought before (Him). |
Arberry | They have set up a kinship between Him and the jinn; and the jinn know that they shall be arraigned. |
Shakir | And they assert a relationship between Him and the jinn; and certainly the jinn do know that they shall surely be brought up; |
Free Minds | And they invented a kinship between Him and the Jinn. But the Jinn know that they will be gathered. |
Qaribullah | They assert kinship between Him and the angels. But the angels know that they (the liars) will be arraigned (in Hell). |
Asad | And some people [Lit., "they".] have invented a kinship between Him and all manner of invisible forces [See Appendix III. Whereas most of the classical commentators are of the opinion that the term al-jinnah denotes here the angels, since they - like all beings of this category - are imperceptible to man's senses, I believe that the above verse refers to those intangible forces of nature which elude all direct observation and manifest themselves only in their effects: hence their designation, in this context, by the plural noun al-jinnah, which primarily denotes "that which is concealed from [man's] senses". Inasmuch as people who refuse to believe in God often tend to regard those elemental forces as mysteriously endowed with a purposeful creative power (cf. Bergson's concept of the elan vital), the Quran states that their votaries invent a "kinship" between them and God, i.e., attribute to them qualities and powers similar to His.] - although [even] these invisible forces know well that, verily, they [who thus blaspheme against God] shall indeed be arraigned [before Him on Judgment Day: for] [For this metaphorical attribution of "knowledge" to the elemental forces of nature, see verses 164 -166 and the corresponding note below.] |
Diyanet Vakfı | Allah ile cinler arasında da bir soy birliği uydurdular. Andolsun, cinler de kendilerinin hesap yerine götürüleceklerini bilirler. |
Diyanet | Allah'la cinler (melekler) arasında da bir soy bağı icadettiler. And olsun ki, cinler de, kendilerinin (bunu söyleyenlerin) hesap yerine götürüleceklerini bilirler. |
Edip Yüksel | Hatta O'nunla cinler arasında bir akrabalık uydurdular. Halbuki cinler sorguya çekileceklerini bilirler. |
Suat Yıldırım | Bir de tutup Allah ile melekler arasında bir soy bağı uydurdular! Ama o melekler, bunu iddia eden müşriklerin yargılanıp cehenneme tıkılacaklarını pek iyi bilirler. |
Yaşar Nuri Öztürk | Allah'la cinler arasında bir nesep oluşturdular. Yemin olsun, cinler de bilmiştir kendilerinin Allah huzuruna mutlaka getirileceklerini/cinler de bilmiştir, bunların Allah'ın huzuruna mutlaka çıkarılacaklarını. |
Abdulbaki Gölpınarlı | Ve onunla cinler arasında bir.akRabalık uydurmadalar ve andolsun ki cinler de onun tapısına götürüleceklerini, orada hazır bulunacaklarını bilmişlerdir. |
Ali Bulaç | Onlar, Kendisi'yle (Allah ile) cinler arasında bir soy-bağı kurdular. Oysa andolsun, cinler de onların gerçekten (azap için getirilip) hazır bulundurulacaklarını bilmişlerdir. |
Süleyman Ateş | Allah ile cinler arasında bir nesep, (bir soy bağlantısı) uydurdular. Oysa cinler de kendilerinin (yüce divana) getirileceklerini bilmişlerdir. |
Önceki [37:157]< >[37:159] Sonraki |