1. [36:8] | innâ ce`alnâ fî a`nâḳihim aglâlen fehiye ile-l'eẕḳâni fehüm muḳmeḥûn. | إنا جعلنا في أعناقهم أغلالا فهي إلى الأذقان فهم مقمحون إِنَّا جَعَلْنَا فِي أَعْنَاقِهِمْ أَغْلاَلاً فَهِيَ إِلَى الْأَذْقَانِ فَهُم مُّقْمَحُونَ |
---|
Elmalılı | Çünkü biz onların boyunlarına kelepçeler geçirmişiz. O kelepçeler çenelerine dayanmıştır da burunları yukarı, gözleri aşağı somurtmaktadırlar. |
Y. Ali | We have put yokes round their necks right up to their chins, so that their heads are forced up (and they cannot see).
|
Words | | إنا - Indeed, We| جعلنا - [We] have placed| في - on| أعناقهم - their necks| أغلالا - iron collars,| فهي - and they| إلى - (are up) to| الأذقان - the chins,| فهم - so they| مقمحون - (are with) heads raised up.| |
Pickthal | Lo! We have put on their necks carcans reaching unto the chins, so that they are made stiff-necked. |
Arberry | Surely We have put on their necks fetters up to the chin, so their heads are raised; |
Shakir | Surely We have placed chains on their necks, and these reach up to their chins, so they have their heads raised aloft. |
Free Minds | We have placed shackles around their necks, up to their chins, so that they are forced in direction. |
Qaribullah | We have bound their necks with fetters up to their chin, so that their heads are raised and cannot be lowered. |
Asad | Behold, around their necks We have put shackles, [Zamakhshari: "[This is] an allegory of their deliberate denial of the truth." See notes on 13:5 and 34:33.] reaching up to their chins, so that their heads are forced up; [Sc., "and they cannot see the right way" (Razi); their "forced-up heads" symbolize also their arrogance. On the other hand, God's "placing shackles" around the sinners' necks is a metaphor similar to His "sealing their hearts and their hearing", spoken of in 2:7 and explained in the corresponding note. The same applies to the metaphor of the "barriers" and the "veiling" mentioned in the next verse.] |
Diyanet Vakfı | Biz, onların boyunlarına halkalar geçirdik. O halkalar çenelere kadar dayanmaktadır. Bu yüzden kafaları yukarı kalkıktır. |
Diyanet | Boyunlarına, çenelerine kadar varan demir halkalar geçirmişizdir, bunun için başları yukarı kalkıktır. |
Edip Yüksel | Boyunlarına, çenelerine kadar varan prangalar taktık da kafaları yukarıya dikilmiştir. |
Suat Yıldırım | Boyunlarına öyle boyunduruklar koyduk ki onlar çenelerine dayanmaktadır. Boyunları yukarı, çeneleri kalkık, gözleri havada bir durumdadırlar. |
Yaşar Nuri Öztürk | Biz onların boyunlarına bukağılar geçirdik. Bukağılar çenelere dayanmıştır da bu yüzden onların kafaları yukarı kalkıktır. |
Abdulbaki Gölpınarlı | Şüphe yok ki biz, boyunlarına laleler vurduk, elleri, adeta çenelerine kenetlendi lalelerle, bu yüzden onlar, başlarını dimdik tutarlar. |
Ali Bulaç | Gerçekten Biz onların boyunlarına, çenelere kadar (dayanan) halkalar geçirdik; bu yüzden başları yukarı kalkıktır. |
Süleyman Ateş | Biz onların boyunlarına halkalar geçirdik. Çenelere kadar dayanan o halkalar yüzünden kafaları kalkıktır. |
Önceki [36:7]< >[36:9] Sonraki |