1. [36:29] | in kânet illâ ṣayḥatev vâḥideten feiẕâ hüm ḫâmidûn. | إن كانت إلا صيحة واحدة فإذا هم خامدون إِن كَانَتْ إِلاَّ صَيْحَةً وَاحِدَةً فَإِذَا هُمْ خَامِدُونَ |
---|
Elmalılı | Sadece bir gürültü oldu, onlar da hemen sönüverdiler. |
Y. Ali | It was no more than a single mighty Blast, and behold! they were (like ashes) quenched and silent.
|
Words | | إن - Not| كانت - it was| إلا - but| صيحة - a shout| واحدة - one| فإذا - then behold!| هم - They| خامدون - (were) extinguished.| |
Pickthal | It was but one Shout, and lo! they were extinct. |
Arberry | It was only one Cry and lo, they were silent and still. |
Shakir | It was naught but a single cry, and lo! they were still. |
Free Minds | For all it took was one scream, whereupon they were stilled. |
Qaribullah | It was only one Shout and they were silent, still. |
Asad | nothing was [needed] but one single blast [of Our punishment] - and lo! they became as still and silent as ashes. |
Diyanet Vakfı | (Onları helak eden) korkunç sesten başka bir şey değildi. Birdenbire sönüverdiler. |
Diyanet | Ondan sonra milleti üzerine gökten bir ordu indirmedik; zaten indirecek de değildik; sadece tek bir çığlık.. o kadar, hemen sönüp gittiler. |
Edip Yüksel | Sadece bir patlama... Hemen donakaldılar. |
Suat Yıldırım | (Orduya ne lüzum?), bir tek ses yeter! Bir de bakmışsınız: Sönüp kalmışlar... |
Yaşar Nuri Öztürk | Olan, sadece korkunç titreşimli bir sesti. Ve bir anda sönüverdiler. |
Abdulbaki Gölpınarlı | Azabımız, ancak bir bağrıştan ibaretti, o anda hepsi de sönüp gitti. |
Ali Bulaç | (Ancak onlara) Yalnızca bir tek çığlık (yetti); anında sönüverdiler. |
Süleyman Ateş | Sadece korkunç bir gürültü oldu, hemen sönüverdiler. |
Önceki [36:28]< >[36:30] Sonraki |