1. [36:17] | vemâ `aleynâ ille-lbelâgu-lmübîn. | وما علينا إلا البلاغ المبين وَمَا عَلَيْنَا إِلاَّ الْبَلاَغُ الْمُبِينُ |
---|
Elmalılı | "Bize düşen de sadece apaçık tebliğdir." |
Y. Ali | "And our duty is only to proclaim the clear Message."
|
Words | | وما - And not| علينا - (is) on us| إلا - except| البلاغ - the conveyance| المبين - clear."| |
Pickthal | And our duty is but plain conveyance (of the message). |
Arberry | and it is only for us to deliver the Manifest Message.' |
Shakir | And nothing devolves on us but a clear deliverance (of the message). |
Free Minds | "And we are only required to give a clear delivery." |
Qaribullah | And it is only for us to deliver a Clear Message. ' |
Asad | but we are not bound to do more than clearly deliver the message [entrusted to us]." |
Diyanet Vakfı | "Bizim vazifemiz, açık bir şekilde Allah'ın buyruklarını size tebliğ etmekten başka bir şey değildir" dediler. |
Diyanet | Elçiler: "Doğrusu Rabbimiz bizim size gönderildiğimizi bilir; bize düşen ancak apaçık tebliğdir" demişlerdi. |
Edip Yüksel | "Bizim görevimiz, açıkça duyurmaktan ibarettir." |
Suat Yıldırım | “Açıkça tebliğden başka bir şeyle yükümlü değiliz biz.” |
Yaşar Nuri Öztürk | "Bize düşen, açık bir tebliğden başka şey değildir." |
Abdulbaki Gölpınarlı | Ve bize düşen vazife, ancak apaçık tebliğden ibaret. |
Ali Bulaç | "Bizim üzerimizde de (sorumluluk ve görev olarak) apaçık bir tebliğden başkası yoktur." |
Süleyman Ateş | Bizim üzerimize düşen, yalnız açıkça duyurmaktır. |
Önceki [36:16]< >[36:18] Sonraki |