1.
[27:82] | veiẕâ veḳa`a-lḳavlü `aleyhim aḫracnâ lehüm dâbbetem mine-l'arḍi tükellimühüm enne-nnâse kânû biâyâtinâ lâ yûḳinûn. |  وإذا وقع القول عليهم أخرجنا لهم دابة من الأرض تكلمهم أن الناس كانوا بآياتنا لا يوقنون
وَإِذَا وَقَعَ الْقَوْلُ عَلَيْهِمْ أَخْرَجْنَا لَهُمْ دَابَّةً مِّنَ الْأَرْضِ تُكَلِّمُهُمْ أَنَّ النَّاسَ كَانُوا بِآيَاتِنَا لَا يُوقِنُونَ |
|---|
| Elmalılı | Söylenen başlarına geleceği vakit, bunlar için yerden bir "dâbbe" (canlı) çıkarırız ki bu, onlara insanların âyetlerimize kesin bir iman getirmemiş olduklarını söyler. | | Y. Ali | And when the Word is fulfilled against them (the unjust), we shall produce from the earth a beast to (face) them: He will speak to them, for that mankind did not believe with assurance in Our Signs.
| | Words | | وإذا - And when| وقع - (is) fulfilled| القول - the word| عليهم - against them,| أخرجنا - We will bring forth| لهم - for them| دابة - a creature| من - from| الأرض - the earth| تكلمهم - speaking to them,| أن - that| الناس - the people| كانوا - were,| بآياتنا - of Our Signs,| لا - not| يوقنون - certain.| | | Pickthal | And when the word is fulfilled concerning them, We shall bring forth a beast of the earth to speak unto them because mankind had not faith in Our revelations. | | Arberry | When the Word falls on them, We shall bring forth for them out of the earth a beast that shall speak unto them: 'Mankind had no faith in Our signs.' | | Shakir | And when the word shall come to pass against them, We shall bring forth for them a creature from the earth that shall i wound them, because people did not believe in Our communications. | | Free Minds | And when the punishment has been deserved by them, We will bring out for them a creature made of Earthly material, it will speak to them that the people have been uncertain regarding Our revelations. | | Qaribullah | And when the Word falls on them, We will bring out from the earth a beast that shall speak to them: 'Indeed the people were not certain of Our verses.' | | Asad | Now, [as for the deaf and blind of heart -] when the word [of truth] stands revealed against them, [Lit., "comes to pass against them" - i.e., when the truth becomes obvious to them against all their expectations, and thus confounds them utterly: an allusion to the approach of the Last Hour, Resurrection and God's Judgment, all of which they were wont to regard as "fables of ancient times" (cf. verses 67-68 above). Alternatively, the phrase idha waqa a al-qawl alayhim may be understood as when the sentence [of doom] is passed on them", i.e., at the approach of the Last Hour, when it will be too late for repentance.] We shall bring forth unto them out of the earth a creature, which will tell them that mankind had no real faith in Our messages. [The "creature brought forth out of the earth" is apparently an allegory of man's "earthly" outlook on life - in other words, the soul-destroying materialism characteristic of the time preceding the Last Hour. This "creature" parabolically "tells" men that their submergence in exclusively materialistic values - and, hence, their approaching self-destruction - is an outcome of their lack of belief in God. (See also 7:175-176 and the corresponding note.)] | | Diyanet Vakfı | O söz başlarına geldiği (kıyamet yaklaştığı) zaman, onlara yerden bir dabbe (mahluk) çıkarırız da, bu onlara insanların ayetlerimize kesin bir iman getirmemiş olduklarını söyler. | | Diyanet | Kendilerine söylenmiş olan başlarına geldiği zaman, yerden bir çeşit hayvan çıkarırız ki o, onlara, insanların ayetlerimize kesin olarak inanmadıkların söyler. | | Edip Yüksel | Zamanı gelince, onlara topraktan mamul bir yaratık çıkaracağız; onlara, halkın ayet ve mucizelerimize inanmadığını bildirecek. | | Suat Yıldırım | Kıyamet hakkındaki sözün gerçekleşme zamanı yaklaşınca onlara yerden bir dabbe (canlı) çıkarırız.O da insanların bizim ayetlerimize, (özellikle kıyamete dair ayetlerimize) inanmadıklarını söyler. {KM, Vahiy 13,11} | | Yaşar Nuri Öztürk | O söz tepelerine indiğinde, yeryüzünden onlar için bir dâbbe/debelenir gibi yürüyen bir canlı çıkarırız da o onlara, insanların bizim ayetlerimize gereğince inanmadıklarını söyler. | | Abdulbaki Gölpınarlı | Sözün, onlar hakkında yerine geleceği, tahakkuk edeceği zaman gelip çatınca yeryüzünden, onlara bir mahluk çıkarırız ki o, konuşur onlarla ve gerçekten de insanlar, delillerimize adamakıllı inanmazlar der. | | Ali Bulaç | O söz, başlarına geldiği zaman, onlara yerden bir Dabbe çıkarırız; o da, insanların Bizim ayetlerimize kesin bir bilgiyle inanmadıklarını onlara söyler. | | Süleyman Ateş | O söz, başlarına geldiği zaman, onlara yerden bir Dabbe (canlı) çıkarırız; o, onlara insanların, ayetlerimize inanmadıklarını söyler. | | Önceki [27:81]< >[27:83] Sonraki |
|
