1. [26:115] | in ene illâ neẕîrum mübîn. | إن أنا إلا نذير مبين إِنْ أَنَا إِلَّا نَذِيرٌ مُّبِينٌ |
---|
Elmalılı | "Ben ancak apaçık bir uyarıcıyım." |
Y. Ali | "I am sent only to warn plainly in public."
|
Words | | إن - Not| أنا - I am| إلا - but| نذير - a warner| مبين - clear."| |
Pickthal | I am only a plain warner. |
Arberry | 'I am naught but a plain warner.' |
Shakir | I am naught but a plain warner. |
Free Minds | "I am but a clear warner." |
Qaribullah | I am only a clear warner. ' |
Asad | I am nothing but a plain warner." |
Diyanet Vakfı | Ben ancak apaçık bir uyarıcıyım. |
Diyanet | Nuh: "Onların yaptıkları hakkında bir bilgim yoktur; hesabları Rabbime aittir, düşünsenize! Ben inananları kovacak değilim. Ben sadece açıkça uyarıcıyım" dedi. |
Edip Yüksel | "Ben ancak apaçık bir uyarıcıyım." |
Suat Yıldırım | Ben iman edenleri asla kovamam. Ben sadece açıkça uyaran bir elçiyim.” |
Yaşar Nuri Öztürk | "Ben sadece açık bir biçimde uyarmaktayım." |
Abdulbaki Gölpınarlı | Ben ancak, apaçık bir korkutucuyum. |
Ali Bulaç | "Ben, yalnızca apaçık bir uyarıcıyım." |
Süleyman Ateş | Ben sadece apaçık bir uyarıcıyım. |
Önceki [26:114]< >[26:116] Sonraki |