1. [26:101] | velâ ṣadîḳin ḥamîm. | ولا صديق حميم وَلَا صَدِيقٍ حَمِيمٍ |
---|
Elmalılı | "Ne de yakın bir dost." |
Y. Ali | "'Nor a single friend to feel (for us).
|
Words | | ولا - And not| صديق - a friend| حميم - close.| |
Pickthal | Nor any loving friend. |
Arberry | no loyal friend. |
Shakir | Nor a true friend; |
Free Minds | "Nor a close friend." |
Qaribullah | no caring friend. |
Asad | nor any loving friend. |
Diyanet Vakfı | "Ne de yakın bir dostumuz". |
Diyanet | Orada putlarıyla çekişerek: "Vallahi biz apaçık bir sapıklıkta idik; çünkü biz sizi Alemlerin Rabbine eşit tutmuştuk; bizi saptıranlar ancak suçlulardır; şimdi şefaatçimiz, yakın bir dostumuz yoktur; keşke geriye bir dönüşümüz olsa da inananlardan olsak" derler. |
Edip Yüksel | "Ne de yakın bir dostumuz." |
Suat Yıldırım | Orada putlarıyla çekişirken şöyle derler “Vallahi de, tallahi de biz besbelli bir sapıklık içinde imişiz!”“Çünkü biz sizi Rabbülâlemin ile bir tutuyorduk. Ama bizi saptıranlar da, o mücrimler oldu.“Şimdi artık ne şefaatçimiz var bizim, ne candan bir dostumuz!” “Ah! Ne olurdu, imkân olsa da dünyaya bir dönsek ve müminlerden olsaydık!” [36,56; 40,47; 7,53; 38,64] |
Yaşar Nuri Öztürk | Ne sıcak-samimi bir dostumuz." |
Abdulbaki Gölpınarlı | Ne bir can dostu. |
Ali Bulaç | "Ne de candan-yakın bir dost." |
Süleyman Ateş | Ne de sıcak bir dostumuz. |
Önceki [26:100]< >[26:102] Sonraki |