1. [23:77] | ḥattâ iẕâ fetaḥnâ `aleyhim bâben ẕâ `aẕâbin şedîdin iẕâ hüm fîhi müblisûn. | حتى إذا فتحنا عليهم بابا ذا عذاب شديد إذا هم فيه مبلسون حَتَّى إِذَا فَتَحْنَا عَلَيْهِم بَابًا ذَا عَذَابٍ شَدِيدٍ إِذَا هُمْ فِيهِ مُبْلِسُونَ |
---|
Elmalılı | Nihayet üzerlerine, azabı çok şiddetli bir kapı açtığımız zaman, bir de bakarsın ki onlar orada şaşkın ve ümitsiz kalmışlardır! |
Y. Ali | Until We open on them a gate leading to a severe Punishment: then Lo! they will be plunged in despair therein!
|
Words | | حتى - Until| إذا - when| فتحنا - We opened| عليهم - for them| بابا - a gate| ذا - of a punishment| عذاب - of a punishment| شديد - severe,| إذا - behold!| هم - They| فيه - in it| مبلسون - (will be in) despair.| |
Pickthal | Until, when We open for them the gate of extreme punishment, behold! they are aghast thereat. |
Arberry | until, when We open against them a door of terrible chastisement, lo, they are sore confounded at it. |
Shakir | Until when We open upon them a door of severe chastisement, lo! they are in despair at it. |
Free Minds | Until We open for them a door of immense retribution, then they become in sorrow and despair. |
Qaribullah | when We opened on them a gate of severe punishment, they utterly despaired. |
Asad | until We open before them a gate of [truly] severe suffering [in the life to come]: and then, lo! they will be broken in spirit. [Or: "they will despair of all hope".] |
Diyanet Vakfı | En nihayet üzerlerine, azabı çok şiddetli bir kapı açtığımız zaman, bir de bakarsın ki onlar orada şaşkın ve ümitsiz kalmışlardır! |
Diyanet | Sonunda onlara şiddetli bir azap kapısı açtığımız zaman ümitsiz kalıverdiler. |
Edip Yüksel | Kendilerine çetin bir azabın kapısını açtığımız zaman şaşırıp şoke oldular. |
Suat Yıldırım | Ama ne zaman onların önüne ceza gününe mahsus zorlu bir azap kapısını açarsak, işte o zaman birden bütün ümitlerini yitiriverirler. |
Yaşar Nuri Öztürk | Nihayet, üzerlerine şiddetli bir azabın kapısını açtığımızda hemencecik ümitsizliğe düşüverecekler. |
Abdulbaki Gölpınarlı | Sonunda, onlara çetin bir azap kapısı açmıştık da o zaman her şeyden ümitlerini kesmişlerdi. |
Ali Bulaç | Sonunda, üzerlerine azabı şiddetli olan bir kapı açtığımızda, onlar bunun içinde şaşkına dönüp umutlarını kaybettiler. |
Süleyman Ateş | Nihayet üzerlerine şiddetli bir azab kapısı açtığımız zaman, derhal O'nun içinde şaşkın ve umutsuz kalırlar. |
Önceki [23:76]< >[23:78] Sonraki |