1. [23:54] | feẕerhüm fî gamratihim ḥattâ ḥîn. | فذرهم في غمرتهم حتى حين فَذَرْهُمْ فِي غَمْرَتِهِمْ حَتَّى حِينٍ |
---|
Elmalılı | Sen şimdi onları bir zamana kadar gaflet ve sapıklıkları ile başbaşa bırak! |
Y. Ali | But leave them in their confused ignorance for a time.
|
Words | | فذرهم - So leave them| في - in| غمرتهم - their confusion| حتى - until| حين - a time.| |
Pickthal | So leave them in their error till a time. |
Arberry | So leave thou them in their perplexity for a time. |
Shakir | Therefore leave them in their overwhelming ignorance till |
Free Minds | So leave them in their error until a time. |
Qaribullah | Leave them in their perplexity for a time. |
Asad | But leave them alone, lost in their ignorance, until a [future] time. [I.e., until they themselves realize their error. This sentence is evidently addressed to the last of the apostles, Muhammad. and thus to all who truly follow him.] |
Diyanet Vakfı | Şimdi sen onları bir zamana kadar gaflet ve sapıklıkları ile başbaşa bırak! |
Diyanet | Onları bir süreye kadar sapıklıklarıyla başbaşa bırak. |
Edip Yüksel | Belli bir süreye kadar onları şaşkınlıkları içinde bırak. |
Suat Yıldırım | Sen onları, bir süreye kadar daldıkları gaflet içinde kendi hallerine bırak! [86,17; 15,3] |
Yaşar Nuri Öztürk | Artık sen onları bir süreye kadar kendi gafletleri içinde bırak. |
Abdulbaki Gölpınarlı | Artık bir zamanadek sapıklıkları içinde bırak onları. |
Ali Bulaç | Artık sen onları, belli bir süreye kadar kendi gafletleri içinde bırak. |
Süleyman Ateş | Bir süreye kadar onları, (daldıkları) gafletleri içinde bırak. |
Önceki [23:53]< >[23:55] Sonraki |