1. [23:44] | ŝümme erselnâ rusülenâ tetrâ. küllemâ câe ümmeter rasûlühâ keẕẕebûhü feetba`nâ ba`ḍahüm ba`ḍav vece`alnâhüm eḥâdîŝ. febü`del liḳavmil lâ yü'minûn. | ثم أرسلنا رسلنا تترى كل ما جاء أمة رسولها كذبوه فأتبعنا بعضهم بعضا وجعلناهم أحاديث فبعدا لقوم لا يؤمنون ثُمَّ أَرْسَلْنَا رُسُلَنَا تَتْرَا كُلَّ مَا جَاءَ أُمَّةً رَّسُولُهَا كَذَّبُوهُ فَأَتْبَعْنَا بَعْضَهُم بَعْضًا وَجَعَلْنَاهُمْ أَحَادِيثَ فَبُعْدًا لِّقَوْمٍ لَّا يُؤْمِنُونَ |
---|
Elmalılı | Sonra biz peyderpey peygamberlerimizi gönderdik. Herhangi bir ümmete peygamberlerinin geldiği her defasında, onlar bu peygamberi yalanladılar; biz de onları birbiri ardından (yokluğa) yuvarladık ve onları efsâne yaptık. Artık iman etmeyen kavmin canı cehenneme! |
Y. Ali | Then sent We our messengers in succession: every time there came to a people their messenger, they accused him of falsehood: so We made them follow each other (in punishment): We made them as a tale (that is told): So away with a people that will not believe!
|
Words | | ثم - Then| أرسلنا - We sent| رسلنا - Our Messengers| تترى - (in) succession.| كل - Every time| ما - Every time| جاء - came| أمة - (to) a nation| رسولها - its Messenger,| كذبوه - they denied him,| فأتبعنا - so We made (them) follow -| بعضهم - some of them| بعضا - others,| وجعلناهم - and We made them| أحاديث - narrations.| فبعدا - So away| لقوم - with a people -| لا - not| يؤمنون - they believe.| |
Pickthal | Then We sent our messengers one after another. Whenever its messenger came unto a nation they denied him; so We caused them to follow one another (to disaster) and We made them bywords. A far removal for folk who believe not! |
Arberry | Then sent We Our Messengers successively; whenever its Messenger came to a nation they cried him lies, so We caused some of them to follow others, and We made them as but tales; so away with a people who do not believe! |
Shakir | Then We sent Our messengers one after another; whenever there came to a people their messenger, they called him a liar, so We made some of them follow others and We made them stories; so away with a people who do not believe! |
Free Minds | Then We sent Our messengers in succession. Every time there came to a nation their messenger, they denied him. So We made them follow one another, and We made them history. So away with a people who do not believe! |
Qaribullah | Then We sent Our Messengers in succession. Yet whenever its Messenger came to a nation they belied him, so We made them follow others, and We made them but as tales, so begone the nation who did not believe! |
Asad | And We sent forth Our apostles, one after another: [and] every time their apostle came to a community, they gave him the lie: and so We caused them to follow one another [into the grave], and let them become [mere] tales: and so - away with the folk who would not believe! |
Diyanet Vakfı | Sonra biz peyderpey peygamberlerimizi gönderdik. Herhangi bir ümmete peygamberlerinin geldiği her defasında, onlar bu peygamberi yalanladılar; biz de onları birbiri ardından yok ettik ve onları ibret hikayelerine dönüştürdük. Artık iman etmeyen kavmin canı cehenneme! |
Diyanet | Sonra birbiri peşinden peygamberlerimizi gönderdik. Her ümmete peygamberi geldikçe onu yalancı saydılar. Onları birbiri peşinden yok edip hepsini birer efsane yaptık. İnanmayan millet, rahmetden ırak olsun! |
Edip Yüksel | Sonra biz, elçilerimizi ardı ardına gönderdik. Her ne zaman bir elçi toplumuna gittiyse onu yalanladılar. Biz de onları bir biri peşinden sürüp tarihe gömdük. İnanmayan bir topluluk yok olmayı hakketmiştir. |
Suat Yıldırım | Sonra resullerimizi peş peşe gönderdik. Hangi ümmete peygamberi geldiyse onlar onu yalancı saydılar.Biz de onları birbiri ardından imha ettik. Onlardan geriye bıraktığımız, sadece ibret verici hikâyeleri! İman etmeyen o halkın canı cehenneme! [16,36; 36,30] |
Yaşar Nuri Öztürk | Sonra, resullerimizi art arda gönderdik. Hangi ümmete resulü geldiyse onu yalanladılar. Biz de onları birbiri ardınca yuvarladık ve hepsini birer efsane yaptık. Dönmeze gitsin iman etmeyen bir topluluk! |
Abdulbaki Gölpınarlı | Sonra birbiri ardınca peygamberlerimizi gönderdik. Bir ümmete peygamber geldi mi yalanladılar onu, biz de bir kısmını, bir kısmının peşine takıp birbiri ardınca helak ettik onları ve adları, sözleri kaldı ancak; artık uzaklık inanmayan topluluğa. |
Ali Bulaç | Sonra birbiri peşi sıra elçilerimizi gönderdik; her ümmete kendi elçisi geldiğinde, onu yalanladılar. Böylece Biz de onları (yıkıma uğratıp yok etmede) kimini kiminin izinde yürüttük ve onları (tarihin anlatıp aktardığı) bir olay kıldık. İman etmeyen kavim için yıkım olsun. |
Süleyman Ateş | Sonra biz, elçilerimizi ardı ardına gönderdik. Hangi ümmete elçisi geldiyse onlar onu yalanladılar, biz de onları birbiri ardınca devirdik ve hepsini birer efsane yaptık. İnanmayan toplum uzak olsun. |
Önceki [23:43]< >[23:45] Sonraki |