Kelime

Kelime<not selected>
Kök<not selected>
Konum[:]

Lütfen mavi renkteki Arapça herhangi bir kelimeyi tıklayınız.

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
15 farklı meali görmek için lütfen [Sure:Ayet] numarasına tıklayınız
Ayet(ler): 1 Surah :  21 - EnbiyaGörüntülenen ayet : 65 | 112 - Sure No: 21
Önceki [21:64]< >[21:66] Sonraki
1.
[21:65]
ŝümme nükisû `alâ ruûsihim. leḳad `alimte mâ hâülâi yenṭiḳûn.ثم نكسوا على رءوسهم لقد علمت ما هؤلاء ينطقون
ثُمَّ نُكِسُوا عَلَى رُؤُوسِهِمْ لَقَدْ عَلِمْتَ مَا هَؤُلَاءِ يَنطِقُونَ
Elmalılı Sonra yine (eski) kafalarına döndüler: "And olsun ki (ey İbrahim!) bunların konuşmayacağını (sen de) bilirsin." dediler.
Y. AliThen were they confounded with shame: (they said), "Thou knowest full well that these (idols) do not speak!"
 Words| ثم - Then| نكسوا - they were turned| على - on| رءوسهم - their heads,| لقد - "Verily,| علمت - you know| ما - not| هؤلاء - these| ينطقون - (can) speak!"|
PickthalAnd they were utterly confounded, and they said: Well thou knowest that these speak not.
Arberry Then they were utterly put to confusion saying, 'Very well indeed thou knowest these do not speak.'
ShakirThen they were made to hang down their heads: Certainly you know that they do not speak.
Free MindsThen they reverted to their old ideas: "You know that they do not speak!"
Qaribullah But then they reversed their minds: 'You know they do not speak. '
AsadBut then they relapsed into their former way of thinking and said: [Lit., "they were turned upside down upon their heads": an idiomatic phrase denoting a "mental somersault" - In this case, a sudden reversal of their readiness to exonerate Abraham and a return to their former suspicion.] "Thou knowest very well that these [idols] cannot speak!"
Diyanet VakfıSonra tekrar eski inanç ve tartışmalarına döndüler: Sen bunların konuşmadığını pek ala biliyorsun, dediler.
DiyanetKendi kendilerine: "Doğrusu siz haksızsınız", sonra kafalarında olan eski inançlarına dönerek: "Ey İbrahim! bunların konuşmayacağını, and olsun ki, bilirsin" dediler.
Edip YükselSonra tekrar eski kafalarına döndüler: "Bunların konuşamadığını sen gayet iyi bilirsin!"
Suat YıldırımFakat bunu dışa vurmayıp sonra yine önceki görüşlerine dönüp İbrâhim'e: “Bunların konuşmadıklarını sen de pek iyi bilirsin!” dediler.
Yaşar Nuri ÖztürkSonra, yine kendi kafalarına döndürüldüler: "Vallahi, sen de bilirsin ki, bunlar konuşamazlar."
Abdulbaki GölpınarlıSonra başlarını eğdiler ve andolsun ki dediler, sen de bunların konuşmadığını bilirsin.
Ali BulaçSonra, yine tepeleri üstüne ters döndüler: "Andolsun, bunların konuşamayacaklarını sen de bilmektesin."
Süleyman AteşSonra yine eski kafalarına döndürüldüler: "Sen de bilirsin ki bunlar konuşmazlar," dediler.
Önceki [21:64]< >[21:66] Sonraki
Burada sunulan verilerin tamamı kontrol edilmemiştir. Lütfen orijinal kaynaklardan doğruluğunu kontrol ediniz. Türkçe Tercümeler, tanzil.net internet sitesinden temin edilmiştir. Çalışmamızda kullanılan veritabanı, openburhan.net projesinin veritabanının yeniden düzenlenmiş halidir. Kur'an-ı Kerim sayfasına dönüş için tıklayınız. Urduca-İngilizce OpenBurhan versiyonu için tıklayınız. Çalışmamızda kullanılan verilerin ve dosyaların telif hakları sahiplerine aittir.
OpenBurhanTR 2.0.17