1. [21:64] | ferace`û ilâ enfüsihim feḳâlû inneküm entümu-żżâlimûn. | فرجعوا إلى أنفسهم فقالوا إنكم أنتم الظالمون فَرَجَعُوا إِلَى أَنفُسِهِمْ فَقَالُوا إِنَّكُمْ أَنتُمُ الظَّالِمُونَ |
---|
Elmalılı | Bunun üzerine vicdanlarına dönüp (kendi kendilerine) dediler ki: "Doğrusu siz haksızsınız." |
Y. Ali | So they turned to themselves and said, "Surely ye are the ones in the wrong!"
|
Words | | فرجعوا - So they returned| إلى - to| أنفسهم - themselves| فقالوا - and said,| إنكم - "Indeed, you| أنتم - [you]| الظالمون - (are) the wrongdoers."| |
Pickthal | Then gathered they apart and said: Lo! ye yourselves are the wrong-doers. |
Arberry | So they returned one to another, and they said, 'Surely it is you who are the evildoers.' |
Shakir | Then they turned to themselves and said: Surely you yourselves are the unjust; |
Free Minds | So they turned and said to themselves: "It is indeed ourselves who have been wicked!" |
Qaribullah | So they returned one to another saying, 'Surely, it is you who are the harmdoers! ' |
Asad | And so they turned upon one another, [Lit., "they turned to [or "upon"] themselves", i.e., blaming one another.] saying, "Behold, it is you who are doing wrong." [I.e., "you are doing wrong to Abraham by rashly suspecting him" (Tabari). |
Diyanet Vakfı | Bunun üzerine, kendi vicdanlarına dönüp (kendi kendilerine) "Zalimler sizlersiniz, sizler!" dediler. |
Diyanet | Kendi kendilerine: "Doğrusu siz haksızsınız", sonra kafalarında olan eski inançlarına dönerek: "Ey İbrahim! bunların konuşmayacağını, and olsun ki, bilirsin" dediler. |
Edip Yüksel | Kendi vicdanlarına dönüp, kendi kendilerine şunu söylediler: "Gerçekten sizler haksızsınız." |
Suat Yıldırım | Bunun üzerine vicdanlarına dönüp içlerinden: “Asıl zalim İbrâhim değil, bu âciz putlara ibadet edip bel bağlayan sizler, biz müşriklermişiz!” dediler. |
Yaşar Nuri Öztürk | Bunun üzerine kendi benliklerine döndüler de şöyle dediler: "Siz, zalimlerin ta kendilerisiniz." |
Abdulbaki Gölpınarlı | Birbirlerine dönüp de gerçekten de zalimsiniz siz dediler. |
Ali Bulaç | Bunun üzerine kendi vicdanlarına başvurdular da; "Gerçek şu ki, zalim olanlar sizlersiniz (biziz)" dediler. |
Süleyman Ateş | Kendi vicdanlarına başvurup (içlerinden): "Hakikaten sizler haksızsınız!" dediler. |
Önceki [21:63]< >[21:65] Sonraki |