1. [21:54] | ḳâle leḳad küntüm entüm veâbâüküm fî ḍalâlim mübîn. | قال لقد كنتم أنتم وآباؤكم في ضلال مبين قَالَ لَقَدْ كُنتُمْ أَنتُمْ وَآبَاؤُكُمْ فِي ضَلَالٍ مُّبِينٍ |
---|
Elmalılı | İbrahim: "And olsun ki sizler de, atalarınız da apaçık bir sapıklık içindesiniz" dedi. |
Y. Ali | He said, "Indeed ye have been in manifest error - ye and your fathers."
|
Words | | قال - He said,| لقد - "Verily,| كنتم - you are| أنتم - [you]| وآباؤكم - and your forefathers| في - (were) in| ضلال - an error| مبين - manifest."| |
Pickthal | He said: Verily ye and your fathers were in plain error. |
Arberry | He said, 'Then assuredly you and your fathers have been in manifest error.' |
Shakir | He said: Certainly you have been, (both) you and your fathers, in manifest error. |
Free Minds | He said: "You and your fathers have been clearly misguided." |
Qaribullah | He said: 'Truly, you and your fathers are in clear error. ' |
Asad | Said he: "Indeed, you and your forefathers have obviously gone astray!" |
Diyanet Vakfı | Doğrusu, siz de, babalarınız da açık bir sapıklık içindesiniz, dedi. |
Diyanet | İbrahim: "And olsun ki sizler de babalarınız da apaçık bir sapıklık içindesiniz" deyince: |
Edip Yüksel | "Doğrusu, siz ve atalarınız apaçık bir sapıklık içine düşmüşsünüz," deyince, |
Suat Yıldırım | “Yemin ederim ki, dedi, siz de atalarınız da besbelli bir sapıklık içindesiniz.” |
Yaşar Nuri Öztürk | Dedi: "Vallahi, siz de atalarınız da açık bir sapıklık içine düşmüşsünüz." |
Abdulbaki Gölpınarlı | O da andolsun ki demişti, siz de apaçık bir sapıklık içindesiniz, atalarınız da. |
Ali Bulaç | Dedi ki: "Andolsun, siz ve atalarınız apaçık bir sapıklık içindesiniz." |
Süleyman Ateş | Doğrusu siz de, babalarınız da açık bir sapıklık içine düşmüşsünüz! dedi. |
Önceki [21:53]< >[21:55] Sonraki |