1. [21:28] | ya`lemü mâ beyne eydîhim vemâ ḫalfehüm velâ yeşfe`ûne illâ limeni-rteḍâ vehüm min ḫaşyetihî müşfiḳûn. | يعلم ما بين أيديهم وما خلفهم ولا يشفعون إلا لمن ارتضى وهم من خشيته مشفقون يَعْلَمُ مَا بَيْنَ أَيْدِيهِمْ وَمَا خَلْفَهُمْ وَلَا يَشْفَعُونَ إِلَّا لِمَنِ ارْتَضَى وَهُم مِّنْ خَشْيَتِهِ مُشْفِقُونَ |
---|
Elmalılı | Allah, onların önlerindekini de, arkalarındakini de (yaptıklarını ve yapacaklarını) bilir. Onlar, Allah'ın hoşnud olduğu kimseden başkasına şefaat etmezler. Hepsi de O'nun korkusundan titrerler. | Y. Ali | He knows what is before them, and what is behind them, and they offer no intercession except for those who are acceptable, and they stand in awe and reverence of His (Glory).
| Words | | يعلم - He knows| ما - what| بين - (is) before them,| أيديهم - (is) before them,| وما - and what| خلفهم - (is) behind them,| ولا - and not| يشفعون - they (can) intercede| إلا - except| لمن - for whom| ارتضى - He approves.| وهم - And they,| من - from| خشيته - fear of Him,| مشفقون - stand in awe.| | Pickthal | He knoweth what is before them and what is behind them, and they cannot intercede except for him whom He accepteth, and they quake for awe of Him. | Arberry | He knows what is before them and behind them, and they intercede not save for him with whom He is well-pleased, and they tremble in awe of Him. | Shakir | He knows what is before them and what is behind them, and they do not intercede except for him whom He approves and for fear of Him they tremble. | Free Minds | He knows their present and their future, and they cannot intercede unless it is for those whom He is pleased with. And they stand in awe and reverence of Him. | Qaribullah | He knows what is before them and what is behind them. They intercede for none except for him whom He is well pleased, and they tremble in awe of Him. | Asad | He knows all that lies open before them and all that is hidden from them: [See note on 2:255.] hence, they cannot intercede for any but those whom He has [already] graced with His goodly acceptance, since they themselves stand in reverent awe of Him. [Cf. 19:87 and 20:109. Regarding the problem of intercession" as such, see note on 10:3.] | Diyanet Vakfı | Allah, onların önlerindekini de, arkalarındakini de (yaptıklarını da, yapacaklarını da) bilir. Allah rızasına ulaşmış olanlardan başkasına şefaat etmezler. Onlar, Allah korkusundan titrerler! | Diyanet | Allah, onların yaptıklarını ve yapmakta olduklarını bilir. Onlar Allah'ın hoşnut olduğu kimseden başkasına şefaat edemezler; O'nun korkusundan titrerler. | Edip Yüksel | O onların geçmişini ve geleceğini bilir. Onlar O'nun hoşnut olduğu kullarından başkası için şefaat etmezler. Onlar bile O'nun karşısında saygıyla titrerler. | Suat Yıldırım | O onların yaptıklarını da yapacaklarını da, açıkladıklarını da gizlediklerini de bilir. Onlar, sadece O'nun razı olduğu kimse hakkında şefaat ederler. O’na duydukları tazimden ötürü çekinir, titrerler. [2,255; 34,23] | Yaşar Nuri Öztürk | O, onların önlerindekini de arkalarındakini de bilir. Onlar, O'nun hoşnutluk verdiklerinden başkasına da şefaat etmezler. Ve onlar O'nun korkusundan titrerler. | Abdulbaki Gölpınarlı | O bilir, onların önlerinde ve artlarında ne varsa ve Tanrı rızasına mazhar olandan başkasına şefaat de edemezler ve onlar, onun korkusundan ürkerler. | Ali Bulaç | O, önlerindekini ve arkalarındakini bilir; onlar şefaat etmezler (kendisinden) hoşnut olunandan başka. Ve onlar, O'nun haşmetinden içleri titremekte olanlardır. | Süleyman Ateş | (Allah) Onların önlerinde ve arkalarında olanı bilir. (Allah'ın) razı olduğundan başkasına şefa'at edemezler ve onlar, O'nun korkusundan titrerler. | Önceki [21:27]< >[21:29] Sonraki |
|