1. [20:103] | yeteḫâfetûne beynehüm il lebiŝtüm illâ `aşrâ. | يتخافتون بينهم إن لبثتم إلا عشرا يَتَخَافَتُونَ بَيْنَهُمْ إِن لَّبِثْتُمْ إِلَّا عَشْرًا |
---|
Elmalılı | "Siz dünyada sadece on(gün) kaldınız" diye kendi aralarında gizli gizli konuşurlar. |
Y. Ali | In whispers will they consult each other: "Yet tarried not longer than ten (Days);
|
Words | | يتخافتون - They are murmuring| بينهم - among themselves,| إن - "Not| لبثتم - you remained| إلا - except (for)| عشرا - ten."| |
Pickthal | Murmuring among themselves: Ye have tarried but ten (days). |
Arberry | whispering one to another, 'You have tarried only ten nights.' |
Shakir | They shall consult together secretly: You did tarry but ten (centuries). |
Free Minds | They whisper amongst themselves: "You have only been away for a period of ten." |
Qaribullah | and they shall murmur among themselves: 'You have stayed away but ten (days and nights). ' |
Asad | whispering unto one another, "You have spent but ten [days on earth] .. . ."s' |
Diyanet Vakfı | Aralarında birbirlerine gizli gizli şöyle derler: "Dünyada sadece on gün kaldınız." |
Diyanet | "Siz dünyada sadece on gün eğleştiniz" diye, aralarında saklı saklı konuşurlar. |
Edip Yüksel | Aralarında gizli gizli konuşurlar, "Siz (dünyada) sadece on kaldınız." |
Suat Yıldırım | Kendi aralarında sessizce konuşurken:“Dünyada, olsa olsa on gün kadar bir şey kaldınız.” derler. |
Yaşar Nuri Öztürk | Aralarında fısıldaşır gibi konuşurlar: "Ancak on gün filan kaldınız." |
Abdulbaki Gölpınarlı | Aralarında gizligizli konuşup ancak derler, on geceden fazla kalmadınız dünyada. |
Ali Bulaç | (Dünyada) Yalnızca on (gün) kaldınız" diye kendi aralarında fısıldaşacaklar. |
Süleyman Ateş | Kendi aralarında gizli gizli, "(dünyada) On günden fazla kalmadınız" derler. |
Önceki [20:102]< >[20:104] Sonraki |