1. [20:101] | ḫâlidîne fîh. vesâe lehüm yevme-lḳiyâmeti ḥimlâ. | خالدين فيه وساء لهم يوم القيامة حملا خَالِدِينَ فِيهِ وَسَاءَ لَهُمْ يَوْمَ الْقِيَامَةِ حِمْلًا |
---|
Elmalılı | Devamlı o azabın altında kalacaklar. Kıyamet günü onlar için, bu ne fena bir yüktür! |
Y. Ali | They will abide in this (state): and grievous will the burden be to them on that Day,-
|
Words | | خالدين - Abiding forever| فيه - in it,| وساء - and evil| لهم - for them| يوم - (on the) Day| القيامة - (of) the Resurrection| حملا - (as) a load| |
Pickthal | Abiding under it - an evil burden for them on the Day of Resurrection, |
Arberry | therein abiding forever; how evil upon the Day of Resurrection that burden for them! |
Shakir | Abiding in this (state), and evil will it be for them to bear on the day of resurrection; |
Free Minds | They will remain therein, and miserable on the Day of Resurrection is what they carry. |
Qaribullah | and live in it for ever; how evil will that burden be for them on the Day of Resurrection. |
Asad | they will abide in this [state], and grievous for them will be the weight [of that burden] on the Day of Resurrection - |
Diyanet Vakfı | Bu kimseler, onda (o günah yükünün altında) ebedi kalırlar. Onlar için kıyamet gününde bu ne kötü bir yüktür! |
Diyanet | Devamlı bu günahın azabında kalacaklar. Kıyamet günü onlar için ne kötüdür bu yük! |
Edip Yüksel | Orada ebedi kalırlar. Diriliş günü bu onlar için ne de kötü bir yüktür. |
Suat Yıldırım | O yükün altında daimî olarak kalacaklardır. Kıyamet günü bu yük, onlar için ne ağır bir yük olacak! |
Yaşar Nuri Öztürk | Uzun süre o yükün altındadır; kıyamet gününde bu onlar için ne kötü yüktür! |
Abdulbaki Gölpınarlı | Ebedi olarak kalacak azab içinde; bu, kıyamet günü, onlara ne de kötü bir yük. |
Ali Bulaç | O (yükün altı)nda ebedi olarak kalıcıdırlar. Bu, kıyamet günü onlar için ne kötü bir yüktür. |
Süleyman Ateş | Sürekli olarak o yükün altında kalacaklardır. Kıyamet gününde bu, onlar için ne kötü bir yüktür! |
Önceki [20:100]< >[20:102] Sonraki |