1. [7:184] | evelem yetefekkerû mâ biṣâḥibihim min cinneh. in hüve illâ neẕîrum mübîn. | أولم يتفكروا ما بصاحبهم من جنة إن هو إلا نذير مبين أَوَلَمْ يَتَفَكَّرُواْ مَا بِصَاحِبِهِم مِّن جِنَّةٍ إِنْ هُوَ إِلاَّ نَذِيرٌ مُّبِينٌ |
---|
Elmalılı | Onlar arkadaşlarında herhangi bir cinnet bulunmadığını hiç düşünmediler mi? O, açık bir uyarıcıdan başka biri değildir. |
Y. Ali | Do they not reflect? Their companion is not seized with madness: he is but a perspicuous warner.
|
Words | | أولم - Do not| يتفكروا - they reflect?| ما - Not| بصاحبهم - in their companion| من - [of]| جنة - (is) any madness.| إن - Not| هو - he| إلا - (is) but| نذير - a warner,| مبين - clear.| |
Pickthal | Have they not bethought them (that) there is no madness in their comrade? He is but a plain warner. |
Arberry | Have they not reflected? No madness is in their comrade; he is naught but a plain warner. |
Shakir | Do they not reflect that their companion has not unsoundness in mind; he is only a plain warner. |
Free Minds | Do they not reflect? Their companion has no madness; but he is a clear warner. |
Qaribullah | Have they not reflected? There is no madness in their companion, he is but a plain warner. |
Asad | Has it, then, never occurred to them'49 that AL-A'RAF SORAH there is no madness whatever in [this] their fellowman? He is only a plain warner.'5 |
Diyanet Vakfı | Düşünmediler mi ki, arkadaşlarında (Muhammed'de) delilik yoktur? O, ancak apaçık bir uyarıcıdır. |
Diyanet | Düşünmüyorlar mı ki, arkadaşları olan peygamberde deliliğin eseri yoktur. O ancak açıkça uyaran bir kimsedir. |
Edip Yüksel | Düşünmezler mi? Arkadaşlarında hiç bir delilik yoktur. O, ancak apaçık bir uyarıcıdır. |
Suat Yıldırım | Bunlar hiç düşünmediler mi ki kendilerine tebliğde bulunan arkadaşları Muhammed'de delilikten hiçbir eser yoktur. O sadece ilerideki tehlikelerden kurtarmak için görevli bir uyarıcıdır. [34,46; 81,22] {KM; Yuhanna 7,20; 8,48} |
Yaşar Nuri Öztürk | Düşünmediler mi ki, o arkadaşlarında cinnetten eser yok. Apaçık bir uyarıcıdan başkası değildir o. |
Abdulbaki Gölpınarlı | Düşünmezler mi ki kendileriyle konuşanda delilikten eser bile yok; o ancak apaçık korkulu bir haber veren. |
Ali Bulaç | Sahiplerinde (ya da arkadaşları olan peygamberde) delilikten hiçbir şey olmadığını düşünmüyorlar mı? O, apaçık bir uyarıcıdan başkası değildir. |
Süleyman Ateş | Düşünmediler mi ki arkadaşlarında hiçbir delilik yoktur, o apaçık bir uyarıcıdır? |
Önceki [7:183]< >[7:185] Sonraki |