1. [7:149] | velemmâ süḳiṭa fî eydîhim veraev ennehüm ḳad ḍallû ḳâlû leil lem yerḥamnâ rabbünâ veyagfir lenâ lenekûnenne mine-lḫâsirîn. | ولما سقط في أيديهم ورأوا أنهم قد ضلوا قالوا لئن لم يرحمنا ربنا ويغفر لنا لنكونن من الخاسرين وَلَمَّا سُقِطَ فَي أَيْدِيهِمْ وَرَأَوْاْ أَنَّهُمْ قَدْ ضَلُّواْ قَالُواْ لَئِن لَّمْ يَرْحَمْنَا رَبُّنَا وَيَغْفِرْ لَنَا لَنَكُونَنَّ مِنَ الْخَاسِرِينَ |
---|
Elmalılı | Ne zaman ki, ellerine kırağı düşürüldü (yaptıklarına pişman oldular), o zaman sapıtmış olduklarını gördüler. "Yemin olsun ki; eğer Rabbimiz bize merhamet etmez ve bizi bağışlamazsa, muhakkak biz kötü akıbete düşenlerden olacağız." dediler. | Y. Ali | When they repented, and saw that they had erred, they said: "If our Lord have not mercy upon us and forgive us, we shall indeed be of those who perish."
| Words | | ولما - And when| سقط - (it was made to) fall| في - into| أيديهم - their hands| ورأوا - and they saw| أنهم - that they| قد - (had) indeed| ضلوا - gone astray,| قالوا - they said,| لئن - "If| لم - not| يرحمنا - has Mercy on us,| ربنا - Our Lord,| ويغفر - and forgive| لنا - [for] us,| لنكونن - we will surely be| من - among| الخاسرين - the losers."| | Pickthal | And when they feared the consequences thereof and saw that they had gone astray, they said: Unless our Lord have mercy on us and forgive us, we verily are of the lost. | Arberry | And when they smote their hands, and saw that they had gone astray, they said, 'If our Lord has not mercy on us, and forgives us not, surely we shall be of the lost.' | Shakir | And when they repented and saw that they had gone astray, they said: If our Lord show not mercy to us and forgive us we shall certainly be of the losers. | Free Minds | And when they realized what their hands had done, and they saw that they had gone astray, they said: "If our Lord will not have mercy on us and forgive us, then we will be of the losers!" | Qaribullah | But when it landed in their hands and saw that they had strayed, they said: 'If our Lord does not have mercy on us and forgive us, we shall be lost. ' | Asad | although [later,] when they would smite their hands in remorse, having perceived that they had gone astray, they would say, "Indeed, unless our Sustainer have mercy on us and grant us forgiveness, we shall most certainly be among the lost!" | Diyanet Vakfı | Pişman olup da kendilerinin gerçekten sapmış olduklarını görünce dediler ki: Eğer Rabbimiz bize acımaz ve bizi bağışlamazsa mutlaka ziyana uğrayanlardan olacağız! | Diyanet | Elleri böğründe, çaresiz kalıp, kendilerinin sapıtmış olduklarını görünce: "Eğer Rabbimiz bize acımaz ve bizi bağışlamazsa, and olsun ki mahvoluruz" dediler. | Edip Yüksel | Yaptıklarına pişman olup sapmış olduklarını anlayınca da, "Rabbimiz bize acımaz ve bizi bağışlamazsa kaybedenlerden oluruz," dediler. | Suat Yıldırım | Ne vakit ki yaptıklarının saçmalığını anlayıp son derece pişman oldular ve saptıklarını gördüler, “Yemin olsun ki, dediler, eğer Rabbimiz bize merhamet etmez ve bizi affetmezse, muhakkak her şeyimizi kaybedenlerden oluruz.” [20,92-94] | Yaşar Nuri Öztürk | Başları avuçları arasına düşürülüp de sapmış olduklarını fark ettiklerinde şöyle yakardılar: "Rabbimiz bize merhamet etmez, bizi affetmezse mutlaka hüsrana düşünlerden olacağız." | Abdulbaki Gölpınarlı | Adamakıllı nadim olup doğru yoldan sapıttıklarını görünce de Rabbimiz acımazsa bize ve yarlıgamazsa bizi mutlaka ziyankarlardan olacağız dediler. | Ali Bulaç | Ne zaman ki (yaptıklarından dolayı pişmanlık duyup, başları) elleri arasına düşürüldü ve kendilerinin gerçekten şaşırıp-saptıklarını görünce: "Eğer Rabbimiz bize merhamet etmez ve bizi bağışlamazsa kesin olarak hüsrana uğrayanlardan olacağız" dediler. | Süleyman Ateş | Ne zaman ki (pişmanlıklarından ötürü) başları elleri arasına düşürüldü ve kendilerinin gerçekten sapmış olduklarını gör(üp anla)dılar, dediler ki: "Eğer Rabbimiz bize acımaz ve bizi bağışlamazsa, elbette ziyana uğrayanlardan oluruz!" | Önceki [7:148]< >[7:150] Sonraki |
|