1. [67:29] | ḳul hüve-rraḥmânü âmennâ bihî ve`aleyhi tevekkelnâ. feseta`lemûne men hüve fî ḍalâlim mübîn. | قل هو الرحمن آمنا به وعليه توكلنا فستعلمون من هو في ضلال مبين قُلْ هُوَ الرَّحْمَنُ آمَنَّا بِهِ وَعَلَيْهِ تَوَكَّلْنَا فَسَتَعْلَمُونَ مَنْ هُوَ فِي ضَلَالٍ مُّبِينٍ |
---|
Elmalılı | De ki: "O çok merhametlidir. O'na inanmış, O'na dayanmışızdır. Yakında kimin apaçık bir sapıklık içinde olduğunu bileceksiniz." |
Y. Ali | Say: "He is (Allah) Most Gracious: We have believed in Him, and on Him have we put our trust: So, soon will ye know which (of us) it is that is in manifest error."
|
Words | | قل - Say,| هو - "He| الرحمن - (is) the Most Gracious;| آمنا - we believe| به - in Him,| وعليه - and upon Him| توكلنا - we put (our) trust.| فستعلمون - So you will know| من - who| هو - (is) it| في - (that is) in| ضلال - error| مبين - clear."| |
Pickthal | Say: He is the Beneficent. In Him we believe and in Him we put our trust. And ye will soon know who it is that is in error manifest. |
Arberry | Say: 'He is the All-merciful. We believe in Him, and in Him we put all our trust. Assuredly, you will soon, know who is in manifest error. |
Shakir | Say: He is the Beneficent Allah, we believe in Him and on Him do we rely, so you shall come to know who it is that is in clear error. |
Free Minds | Say: "He is the Almighty; we believe in Him, and we put our trust in Him. You will come to find out who is clearly astray." |
Qaribullah | Say: 'He is the Merciful. In Him we believe and in Him we put all our trust. Indeed, you shall soon know who is in clear error. ' |
Asad | Say: "He is the Most Gracious: we have attained to faith in Him, and in Him have we placed our trust; and in time you will come to know which of us was lost in manifest error." |
Diyanet Vakfı | De ki: (Sizi imana davet ettiğimiz) O (Allah) çok esirgeyicidir; biz O'na iman etmiş ve sırf O'na güvenip dayanmışızdır. Siz kimin apaçık bir sapıklık içinde olduğunu yakında öğreneceksiniz! |
Diyanet | De ki: "Bizim inandığımız ve kendisine güvendiğimiz, Rahman olan Allah'tır. Kimin apaçık bir sapıklıkta olduğunu yakında bileceksiniz." |
Edip Yüksel | De ki, "O Rahman'dır; biz O'na inandık ve O'na güvendik. Kimin gerçekten tam bir sapıklık içinde olduğunu ileride öğreneceksiniz." |
Suat Yıldırım | De ki: “Sizi imana dâvet ettiğimiz İlah, Rahmandır. Biz O'na iman ettik. O’na dayandık. Kimin kesin bir yanlışlık içinde olduğunu yakında öğrenirsiniz. |
Yaşar Nuri Öztürk | De ki: "Rahman'dır O, O'na inandık biz ve yalnız O'na güvendik. Yakında bileceksiniz kimmiş apaçık sapıklığın içinde." |
Abdulbaki Gölpınarlı | De ki: Odur rahman, ona inandık ve ona dayandık; artık yakında bilirsiniz, kimdir apaçık sapıklıkta. |
Ali Bulaç | De ki: "O (Allah) Rahman olan (esirgeyen koruyan)dır; biz O'na iman ettik ve O'na tevekkül ettik. Artık siz kimin açık bir sapmışlık içinde olduğunu pek yakında bileceksiniz." |
Süleyman Ateş | De ki: "O, çok merhametlidir. O'na inanmış, O'na dayanmışızdır. Yakında kimin apaçık bir sapıklık içinde olduğunu bileceksiniz." |
Önceki [67:28]< >[67:30] Sonraki |