1. [6:9] | velev ce`alnâhü melekel lece`alnâhü racülev velelebesnâ `aleyhim mâ yelbisûn. | ولو جعلناه ملكا لجعلناه رجلا وللبسنا عليهم ما يلبسون وَلَوْ جَعَلْنَاهُ مَلَكًا لَّجَعَلْنَاهُ رَجُلاً وَلَلَبَسْنَا عَلَيْهِم مَّا يَلْبِسُونَ |
---|
Elmalılı | Eğer Peygamberi, biz bir melek yapsaydık, yine de onu bir adam şeklinde yapardık ve onları yine düştükleri kuşkuya düşürürdük. |
Y. Ali | If We had made it an angel, We should have sent him as a man, and We should certainly have caused them confusion in a matter which they have already covered with confusion.
|
Words | | ولو - And if| جعلناه - We had made him| ملكا - an Angel,| لجعلناه - certainly We (would) have made him| رجلا - a man,| وللبسنا - and certainly We (would) have obscured| عليهم - to them| ما - what| يلبسون - they are obscuring.| |
Pickthal | Had we appointed him (Our messenger) an angel, We assuredly had made him (as) a man (that he might speak to men); and (thus) obscured for them (the truth) they (now) obscure. |
Arberry | And had We made him an angel, yet assuredly We would have made him a man, and confused for them the thing which they themselves are confusing. |
Shakir | And if We had made him angel, We would certainly have made him a man, and We would certainly have made confused to them what they make confused. |
Free Minds | And if We had chosen an Angel, We would have made him appear as a man, and We would have confused them in what they already are confused. |
Qaribullah | If We had made him an angel, We would have given him the resemblance of a man, and would have as such confused them with that in which they are already confused. |
Asad | And (even] if We had appointed an angel as Our message-bearer,' We would certainly have made him [appear as] a man - and thus We would only have confused them in the same way as 8 they are now confusing themselves. expression ajal musamma in the Quedn, it is best rendered here as "a term set [by Him]" or "known [to Him]", i.e., relating both to individual lives and to the world as a whole. an angel" -with the pronoun obviously referring to the bearer of |
Diyanet Vakfı | Eğer peygamberi bir melek kılsaydık muhakkak ki onu insan suretine sokar onları yine düşmekte oldukları kuşkuya düşürürdük. |
Diyanet | Biz onu melek kılsaydık, bir insan şeklinde yapardık da, düştükleri şüpheye onları yine düşürmüş olurduk. |
Edip Yüksel | Onu bir melek yapsaydık, onu bir adam biçiminde gönderir ve mevcut kuşkuları içinde bırakırdık. |
Suat Yıldırım | Şayet o elçiyi melek kılsaydık, yine onu bir adam şeklinde gösterir de düştükleri şüpheye onları yine düşürmüş olurduk. [17,95; 9,128; 3,164] |
Yaşar Nuri Öztürk | Eğer o peygamberi bir melek kılsaydık kuşkusuz onu bir er kişi yapacaktık ve içine yuvalandıkları kuşku ve karmaşayı onların üzerlerine giydirmiş olacaktık. |
Abdulbaki Gölpınarlı | Peygamberi, bir melek olarak halk etseydik gene bir erkek şeklinde halk ederdik ve gene düştükleri şüpheden kurtulmazlardı. |
Ali Bulaç | Onu eğer bir melek kılsaydık, elbette erkek (suretinde bir melek) kılardık ve mutlaka katmakta oldukları (şüpheleri) yine katardık. |
Süleyman Ateş | Eğer O(Hak Elçisi)ni melek yapsaydık, yine bir adam (şeklinde) yapardık ve onları yine düştükleri kuşkuya düşürürdük. |
Önceki [6:8]< >[6:10] Sonraki |