1. [6:103] | lâ tüdrikühü-l'ebṣâr. vehüve yüdrikü-l'ebṣâr. vehüve-lleṭîfü-lḫabîr. | لا تدركه الأبصار وهو يدرك الأبصار وهو اللطيف الخبير لاَّ تُدْرِكُهُ الْأَبْصَارُ وَهُوَ يُدْرِكُ الْأَبْصَارَ وَهُوَ اللَّطِيفُ الْخَبِيرُ |
---|
Elmalılı | Gözler onu göremez, O ise bütün gözleri görür; O, lütuf sahibidir, her şeyden haberlidir. | Y. Ali | No vision can grasp Him, but His grasp is over all vision: He is above all comprehension, yet is acquainted with all things.
| Words | | لا - Not (can)| تدركه - grasp Him| الأبصار - the visions| وهو - but He| يدرك - (can) grasp| الأبصار - (all) the vision,| وهو - and He (is)| اللطيف - the All-Subtle,| الخبير - the All-Aware.| | Pickthal | Vision comprehendeth Him not, but He comprehendeth (all) vision. He is the Subtile, the Aware. | Arberry | The eyes attain Him not, but He attains the eyes; He is the All-subtle, the All-aware. | Shakir | Vision comprehends Him not, and He comprehends (all) vision; and He is the Knower of subtleties, the Aware. | Free Minds | The eyesight cannot reach Him, yet He can reach all eyesight; and He is the Subtle, the Expert. | Qaribullah | No eye can see Him, though He sees all eyes. He is the Subtle, the Aware. | Asad | No human vision can encompass Him, whereas He encompasses all human vision: for He alone is unfathomable, all-aware." | Diyanet Vakfı | Gözler O'nu göremez; halbuki O, gözleri görür. O, eşyayı pek iyi bilen, her şeyden haberdar olandır. | Diyanet | Gözler O'nu görmez, O bütün gözleri görür. O Latif'tir, haberdardır. | Edip Yüksel | Gözler O'na erişemez O, gözlere erişir. O Şefkatlidir, Haberdardır | Suat Yıldırım | Gözler O'na erişemez. O’nun ilmi ise bütün gözleri ihata eder.(Gözlerin görmediği her şeye nüfuz eden, her şeyden haberdar olan) latîf ve habîr O’dur. [67,14; 31,16] {KM, Çıkış 33,20; Yuhanna 1,18} | Yaşar Nuri Öztürk | Gözler onu fark edip kavrayamaz. Oysaki O, gözleri görür/bilir. O Latîf'tir, lütfu çok olduğu halde kendisi görülemez; Habîr'dir, her şeyden haberdardır. | Abdulbaki Gölpınarlı | Gözler onu göremez, o, gözleri görür, odur lütfü bol ve her şeyden haberdar. | Ali Bulaç | Gözler O'nu idrak edemez; O ise bütün gözleri idrak eder. O, latif olandır, haberdar olandır. | Süleyman Ateş | Gözler O'nu görmez, O gözleri görür; O latif (gözle görülmez veya lutuf sahibi), herşeyi haber alandır. | Önceki [6:102]< >[6:104] Sonraki |
|