Kelime

Kelime<not selected>
Kök<not selected>
Konum[:]

Lütfen mavi renkteki Arapça herhangi bir kelimeyi tıklayınız.

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
15 farklı meali görmek için lütfen [Sure:Ayet] numarasına tıklayınız
Ayet(ler): 1 Surah :  48 - FetihGörüntülenen ayet : 11 | 29 - Sure No: 48
Önceki [48:10]< >[48:12] Sonraki
1.
[48:11]
seyeḳûlü leke-lmüḫallefûne mine-l'a`râbi şegaletnâ emvâlünâ veehlûnâ festagfir lenâ. yeḳûlûne bielsinetihim mâ leyse fî ḳulûbihim. ḳul femey yemlikü leküm mine-llâhi şey'en in erâde biküm ḍarran ev erâde biküm nef`â. bel kâne-llâhü bimâ ta`melûne ḫabîrâ.سيقول لك المخلفون من الأعراب شغلتنا أموالنا وأهلونا فاستغفر لنا يقولون بألسنتهم ما ليس في قلوبهم قل فمن يملك لكم من الله شيئا إن أراد بكم ضرا أو أراد بكم نفعا بل كان الله بما تعملون خبيرا
سَيَقُولُ لَكَ الْمُخَلَّفُونَ مِنَ الْأَعْرَابِ شَغَلَتْنَا أَمْوَالُنَا وَأَهْلُونَا فَاسْتَغْفِرْ لَنَا يَقُولُونَ بِأَلْسِنَتِهِم مَّا لَيْسَ فِي قُلُوبِهِمْ قُلْ فَمَن يَمْلِكُ لَكُم مِّنَ اللَّهِ شَيْئًا إِنْ أَرَادَ بِكُمْ ضَرًّا أَوْ أَرَادَ بِكُمْ نَفْعًا بَلْ كَانَ اللَّهُ بِمَا تَعْمَلُونَ خَبِيرًا
Elmalılı yakında a'râbilerden geri kalmış olanlar sana diyecekler ki, "Mallarımız ve ailelerimiz bizi alıkoydu. Allah'tan bizim bağışlanmamızı dile." Onlar kalplerinde olmayanı dilleriyle söylerler. De ki: Allah size bir zarar gelmesini dilerse veya bir fayda elde etmenizi isterse O'na karşı kimin bir şeye gücü yetebilir? Hayır! Allah yaptıklarınızdan haberdardır.
Y. AliThe desert Arabs who lagged behind will say to thee: "We were engaged in (looking after) our flocks and herds, and our families: do thou then ask forgiveness for us." They say with their tongues what is not in their hearts. Say: "Who then has any power at all (to intervene) on your behalf with Allah, if His Will is to give you some loss or to give you some profit? But Allah is well acquainted with all that ye do.
 Words| سيقول - Will say| لك - to you| المخلفون - those who remained behind| من - of| الأعراب - the Bedouins,| شغلتنا - "Kept us busy| أموالنا - our properties| وأهلونا - and our families,| فاستغفر - so ask forgiveness| لنا - for us."| يقولون - They say| بألسنتهم - with their tongues| ما - what| ليس - is not| في - in| قلوبهم - their hearts.| قل - Say,| فمن - "Then who| يملك - has power| لكم - for you| من - against| الله - Allah| شيئا - (in) anything,| إن - if| أراد - He intends| بكم - for you| ضرا - harm| أو - or| أراد - He intends| بكم - for you| نفعا - a benefit?| بل - Nay,| كان - is| الله - Allah| بما - of what| تعملون - you do| خبيرا - All-Aware.|
PickthalThose of the wandering Arabs who were left behind will tell thee: Our possessions and our households occupied us, so ask forgiveness for us! They speak with their tongues that which is not in their hearts. Say: Who can avail you aught against Allah, if He intend you hurt or intend you profit? Nay, but Allah is ever Aware of what ye do.
Arberry The Bedouins who were left behind will say to thee, 'We were occupied by our possessions and our families; so ask forgiveness for us!' They say with their tongues what is not in their hearts. Say: 'Who can avail you aught against God, if He desires hurt for you, or desires profit for you? Nay, but God is ever aware of the things you do.
ShakirThose of the dwellers of the desert who were left behind will say to you: Our property and our families kept us busy, so ask forgiveness for us. They say with their tongues what is not in their hearts. Say: Then who can control anything for you from Allah if He intends to do you harm or if He intends to do you good; nay, Allah is Aware of what you do:
Free MindsThe Nomads who lagged behind will say to you: "We were preoccupied with our money and our family, so ask forgiveness for us." They say with their tongues what is not in their hearts. Say: "Who then would possess any power for you against God if He wanted harm to afflict you or if He wanted benefit for you?" No, God is fully Aware of everything you do.
Qaribullah The Bedouins who lagged behind will say to you: 'We were occupied with our possessions and families, so ask Allah to forgive us. ' But they say with their tongues what they do not mean in their hearts. Say: 'Who can help you against Allah if it is that He wills harm for you or desires benefit for you? Allah is Aware of what you do. '
AsadThose of the bedouin who stayed behind^ will say unto thee: [Lit., "who were left behind": i.e., the bedouin belonging to the tribes of Ghifar, Muzaynah, Juhaynah, Ashja, Aslam and Dhayl, who, although allied with the Prophet and outwardly professing Islam, refused under various pretexts to accompany him on his march to Mecca (which resulted in the Truce of Hudaybiyyah), since they were convinced that the Meccans would give battle and destroy the unarmed Muslims (Zamakhshari). The excuses mentioned in the sequence were made after the Prophet's and his followers' successful return to Medina; hence the future tense, sayaqul.] "[The need to take care of] our chattels and our families kept us busy: do then, [O Prophet,] ask God to forgive us!" [Thus,] they will utter with their tongues something that is not in their hearts. [Implying that the excuses which they would proffer would be purely hypocritical.] Say: "Who, then, has it in his power to avert from you aught that God may have willed, [Lit., "has anything in his power (that could be obtained) in your behalf from God": a construction which, in order to become meaningful in translation, necessitates a paraphrase.] whether it be His will to harm you or to confer a benefit on you? Nay, but God is fully aware of what you do!
Diyanet VakfıBedevilerden geri kalmış olanlar, sana diyecekler ki: "Mallarımız ve ailelerimiz bizi alıkoydu. Allah'tan bizim bağışlanmamızı dile." Onlar kalplerinde olmayanı dilleriyle söylerler. De ki: Allah size bir zarar gelmesini dilerse veya bir fayda elde etmenizi isterse O'na karşı kimin bir şeye gücü yetebilir? Kaldı ki, Allah yaptıklarınızdan haberdardır.
DiyanetBedevilerin savaştan geri kalmış olanları, sana: "Bizi mallarımız ve ailelerimiz alıkoydu. Allah'tan bizim bağışlanmamızı dile" diyecekler. Dilleriyle, gönüllerinde bulunmayanı söylerler; de ki: "Allah size bir zarar gelmesini dilerse, yahut bir fayda elde etmenizi dilerse, O'na karşı kimin gücü bir şeye yeter? Kaldı ki, Allah yaptıklarınızdan haberdardır."
Edip YükselAraplardan geride kalanlar, "Paralarımız ve çoluk çocuğumuz bizi alıkoydu, bizim için bağışlanma dile," diyeceklerdir. Onlar gönüllerindekini değil, dilleriyle söylerler. De ki, "Sizin için bir zarar veya yarar dilerse ALLAH'ın bu dileğine kim engel olabilir?" Oysa ALLAH tüm yaptıklarınızdan haberdardır.
Suat Yıldırım(Hudeybiye seferine katılmayıp) kaçak durumda geri kalan bedevîler sana gelip: “Bizi mallarımız ve ailelerimiz oyaladı da ondan katılamadık. Ne olur bizim için Allah'tan af dile!” derler.Onlar aslında, dilleriyle, kalplerinde olmayan şeyler söylerler. De ki: Şimdi hakkınızda Allah bir zarar veya fayda vermek isterse, kim O’na karşı koyup engelleyebilir? Hayır! İş sizin iddia ettiğiniz gibi değil. Allah her şeyden haberdar olduğu gibi sizin gazaya katılamayışınızın gerçek sebebinden de haberdardır.
Yaşar Nuri ÖztürkBedevilerden, geri bırakılmış olanlar sana şöyle diyecekler: "Bizleri, mallarımız ve ailelerimiz oyaladı. O halde bizim için Allah'tan af dile." Onlar, kalplerinde olmayan şeyi dilleriyle söylüyorlar. De ki: "Allah size bir zarar dilerse, yahut bir yarar murat ederse, O'nun sizin için dilediğine kim engel olabilir?" Doğrusu şu ki, Allah, sizin yaptıklarınızdan haberdardır.
Abdulbaki GölpınarlıBedevilerden geri kalanlar, diyecekler ki sana: Bizi mallarımız ve çoluğumuz çocuğumuz oyaladı, artık sen, yarlıganma dile bize; gönüllerinde olmayanı dilleriyle söylerler; de ki: Gerçekten de size bir zarar eriştirmek isterse, yahut bir fayda vermek dilerse Allah'tan, herhangi bir suretle ona ait birşeyi kim giderebilir? Hayır; Allah, bütün yaptıklarınızdan haberdardır.
Ali BulaçBedevilerden geride bırakılanlar, sana diyecekler ki: "Bizi mallarımız ve ailelerimiz meşgul etti. Bundan dolayı bizim için mağfiret dile." Onlar, kalplerinde olmayan şeyi dilleriyle söylüyorlar. De ki: "Şimdi Allah, size bir zarar isteyecek ya da bir yarar dileyecek olsa, sizin için Allah'a karşı kim herhangi bir şeyle güç yetirebilir? Hayır, Allah yaptıklarınızı haber alandır."
Süleyman AteşGöçebe Araplardan geri bırakılanlar, sana diyecekler ki: "Mallarımız ve çocuklarımız bizi, (seninle beraber gelmekten) alıkoydu. Bizim için mağfiret dile." Onlar, dilleriyle kalblerinde olmayan bir şeyi söylüyorlar. De ki: "Allah size bir zarar vermek istemiş, yahut size bir yarar vermek istemiş olsa Allah'ın, sizin için dilediğine kim engel olabilir? Hayır, Allah yaptıklarınızı haber almaktadır."
Önceki [48:10]< >[48:12] Sonraki
Burada sunulan verilerin tamamı kontrol edilmemiştir. Lütfen orijinal kaynaklardan doğruluğunu kontrol ediniz. Türkçe Tercümeler, tanzil.net internet sitesinden temin edilmiştir. Çalışmamızda kullanılan veritabanı, openburhan.net projesinin veritabanının yeniden düzenlenmiş halidir. Kur'an-ı Kerim sayfasına dönüş için tıklayınız. Urduca-İngilizce OpenBurhan versiyonu için tıklayınız. Çalışmamızda kullanılan verilerin ve dosyaların telif hakları sahiplerine aittir.
OpenBurhanTR 2.0.17