1. [4:9] | velyaḫşe-lleẕîne lev terakû min ḫalfihim ẕürriyyeten ḍi`âfen ḫâfû `aleyhim. felyetteḳu-llâhe velyeḳûlû ḳavlen sedîdâ. | وليخش الذين لو تركوا من خلفهم ذرية ضعافا خافوا عليهم فليتقوا الله وليقولوا قولا سديدا وَلْيَخْشَ الَّذِينَ لَوْ تَرَكُواْ مِنْ خَلْفِهِمْ ذُرِّيَّةً ضِعَافًا خَافُواْ عَلَيْهِمْ فَلْيَتَّقُوا اللّهَ وَلْيَقُولُواْ قَوْلاً سَدِيدًا |
---|
Elmalılı | Kendileri, geriye zayıf çocuklar bıraktıkları takdirde, onların geleceğinden endişe duyacak olanlar, (yetimler hakkında da aynı) endişeyi duysunlar, Allah'dan sakınsınlar ve doğru söz söylesinler. |
Y. Ali | Let those (disposing of an estate) have the same fear in their minds as they would have for their own if they had left a helpless family behind: Let them fear Allah, and speak words of appropriate (comfort).
|
Words | | وليخش - And let fear -| الذين - those who,| لو - if| تركوا - they left| من - from| خلفهم - behind| ذرية - offspring| ضعافا - weak| خافوا - (and) they would have feared| عليهم - about them.| فليتقوا - So let them fear| الله - Allah| وليقولوا - and let them speak| قولا - words| سديدا - appropriate.| |
Pickthal | And let those fear (in their behaviour toward orphans) who if they left behind them weak offspring would be afraid for them. So let them mind their duty to Allah, and speak justly. |
Arberry | And let those fear who, if they left behind them weak seed, would be afraid on their account, and let them fear God, and speak words hitting the mark. |
Shakir | And let those fear who, should they leave behind them weakly offspring, would fear on their account, so let them be careful of (their duty to) Allah, and let them speak right words. |
Free Minds | And what if it was them who had left behind them a weak progeny, would they not be concerned for them? Let them revere God and let them say what is appropriate. |
Qaribullah | And let them fear, who, if they themselves left behind weak offspring, would be afraid for them, and let them fear Allah and speak exactly. |
Asad | And let them stand in awe [of God], those [legal heirs] - who, if they [themselves] had to leave behind weak offspring, would feel fear on their account - and let them remain conscious of God, and let them speak [to the poor] in a just manner. |
Diyanet Vakfı | Geriye eli ermez, gücü yetmez çocuklar bıraktıkları takdirde (halleri ne olur) diye korkacak olanlar (yetimlere haksızlık etmekten) korkup titresinler; Allah'tan sakınsınlar ve doğru söz söylesinler. |
Diyanet | Arkalarında cılız çocuklar bıraktıkları takdirde, bundan endişe edecek olanlar, haksızlık yapmaktan korksunlar; dürüst söz söylesinler. |
Edip Yüksel | Geriye zayıf çocuklar bırakan ve onların durumlarından endişe duyanlar dikkat etsinler! ALLAH'ı düşünsünler ve uygun kararlar versinler. |
Suat Yıldırım | Arkalarında eli ermez, gücü yetmez küçük çocuklar bıraktıkları takdirde, onların halleri nice olur diye endişe edenler, yetimlere haksızlık etmekten de öylece korksunlar da Allah'ın cezalandırmasından sakınsınlar ve doğru söz söylesinler. |
Yaşar Nuri Öztürk | Ürperip titresin o kimseler ki, kendi arkalarında zayıf ve çaresiz aile fertleri bırakmış olsalardı, onlar için korku ve endişe duyacaklardı. O halde, Allah'tan korksunlar ve haksızlığı önleyici sağlam bir söz söylesinler. |
Abdulbaki Gölpınarlı | Artlarında aciz ve küçük soysop bırakacağını düşünerek onlar için nasıl korkup üzüntüye düşerler; yetimler için de Allah'tan korksunlar da sözün doğrusunu söylesinler. |
Ali Bulaç | Arkalarında bıraktıkları zayıf çocuklardan dolayı korku duyanların, (vasiyetleri altında olanlar için de) içleri ürpertiyle titresin. Allah'tan korksunlar ve onlara doğru söz söylesinler. |
Süleyman Ateş | Kendileri, geriye zayıf çocuklar bıraktıkları takdirde onların durumundan endişe edecek olanlar, (öksüzlerin hakkına dokunmaktan) çekinsinler. Allah'tan korksunlar ve doğru söz söylesinler. |
Önceki [4:8]< >[4:10] Sonraki |