1. [39:51] | feeṣâbehüm seyyietü mâ kesebû. velleẕîne żalemû min hâülâi seyüṣîbühüm seyyietü mâ kesebû vemâ hüm bimü`cizîn. | فأصابهم سيئات ما كسبوا والذين ظلموا من هؤلاء سيصيبهم سيئات ما كسبوا وما هم بمعجزين فَأَصَابَهُمْ سَيِّئَاتُ مَا كَسَبُوا وَالَّذِينَ ظَلَمُوا مِنْ هَؤُلَاءِ سَيُصِيبُهُمْ سَيِّئَاتُ مَا كَسَبُوا وَمَا هُم بِمُعْجِزِينَ |
---|
Elmalılı | Neticede kazandıklarının kötülükleri, başlarına geçti. Şunlardan o zulmedenlerin de kazandıkları kötülükleri başlarına geçecektir. Onlar da bunu atlatacak değillerdir. |
Y. Ali | Nay, the evil results of their Deeds overtook them. And the wrong-doers of this (generation)- the evil results of their Deeds will soon overtake them (too), and they will never be able to frustrate (Our Plan)!
|
Words | | فأصابهم - Then struck them| سيئات - (the) evils| ما - (of) what| كسبوا - they earned.| والذين - And those who| ظلموا - have wronged| من - of| هؤلاء - these,| سيصيبهم - will strike them| سيئات - (the) evils| ما - (of) what| كسبوا - they earned;| وما - and not| هم - they| بمعجزين - will be able to escape.| |
Pickthal | But the evils that they earned smote them; and such of these as do wrong, the evils that they earn will smite them; they cannot escape. |
Arberry | in that the evils of that they earned smote them. The evildoers of these men, they too shall be smitten by the evils -- of that they earned; they will not be able to frustrate it. |
Shakir | So there befell them the evil (consequences) of what they earned; and (as for) those who are unjust from among these, there shall befall them the evil (consequences) of what they earn, and they shall not escape. |
Free Minds | So, they suffered the evil of what they had earned. And those who transgressed from among these here will suffer the evil of what they earned; they cannot escape. |
Qaribullah | and the evil of their earnings coiled upon them. The harmdoers among these will also be coiled by the evils of their earnings, they will be unable to defeat it. |
Asad | for all the evil deeds that they had wrought fell [back] upon them. And [the same will happen to] people of the present time who are bent on wrongdoing: [Lit., "those who are bent on wrongdoing (alladhina zalamu) from among these here".] all the evil deeds that they have ever wrought will fall [back] upon them, and never will they be able to elude [God]! |
Diyanet Vakfı | Bunun için yaptıkları kötülüklerin vebali onları yakaladı. Bunlardan da zulmedenlerin işledikleri kötülükler, başlarına gelecektir. Bu hususta Allah'ı aciz bırakamazlar. |
Diyanet | Bunun için, işledikleri kötülükler başlarına geldi. Bunlar içinde zulmedenlerin de kazandıkları kötülükler başlarına gelecektir. Bu hususta Allah'ı aciz bırakamazlar. |
Edip Yüksel | Kazandıkları kötülükler, sonunda başlarına geldi. Aynı biçimde şu zulmedenlere de kazandıkları kötülükler çatacaktır; engelleyemezler |
Suat Yıldırım | İşledikleri fenalıkların cezası başlarına geçti. Aynen onun gibi, senin çağdaşlarından olan zalimler de yaptıkları fenalıkların cezasına çarptırılacaklar ve elimizden kaçıp kurtulamayacaklardır. |
Yaşar Nuri Öztürk | Sonunda, kazanmış olduklarının çirkinlikleri yakalarına yapışmıştı. Şunların zulmedenlerine de kazandıklarının kötülükleri gelip çatacaktır. Ve onlar kimseyi âciz de bırakamayacaklar/onlar bunu etkisiz de bırakamazlar. |
Abdulbaki Gölpınarlı | Derken kazandıkları, elde ettikleri şeylerin kötülüklerine uğramışlardı. Bunlardan zulmedenler de kazançlarının kötülüklerine uğrayacaklar, suçlarının mücazatını görecekler ve onlar, bizim vereceğimiz cezaya mani olamazlar. |
Ali Bulaç | Böylece, kazandıkları kötülükler(in acı sonucu) onlara isabet etti. Bunlardan zulmetmiş olanlara da, kazandıkları kötülükler isabet edecektir. Ve onlar (bunu kendilerine uygulamaktan Allah'ı) aciz bırakabilecekler değildirler. |
Süleyman Ateş | Kazandıklarının kötülükleri, sonunda başlarına geldi. Bunlardan zulmedenlere de yaptıklarının kötülükleri erişecektir. Onlar, buna engel olacak değillerdir. |
Önceki [39:50]< >[39:52] Sonraki |