1. [38:70] | iy yûḥâ ileyye illâ ennemâ ene neẕîrum mübîn. | إن يوحى إلي إلا أنما أنا نذير مبين إِن يُوحَى إِلَيَّ إِلَّا أَنَّمَا أَنَا نَذِيرٌ مُّبِينٌ |
---|
Elmalılı | "Ancak ben açıktan açığa korkutmakla görevli olduğum için o bilgi bana vahyediliyor." |
Y. Ali | 'Only this has been revealed to me: that I am to give warning plainly and publicly."
|
Words | | إن - Not| يوحى - has been revealed| إلي - to me| إلا - except| أنما - that only| أنا - I am| نذير - a warner| مبين - clear."| |
Pickthal | It is revealed unto me only that I may be a plain warner. |
Arberry | This alone is revealed to me, that I am only a clear warner.' |
Shakir | Naught is revealed to me save that I am a plain warner. |
Free Minds | "It is only inspired to me that I am a clear warner." |
Qaribullah | This alone is revealed to me, I am only a clear warner. ' |
Asad | had it not been revealed unto me [by God] - to no other end than that I might convey [unto you] a plain warning. [Lit., "otherwise than that I be (illa annama ana) a plain warner" - i.e., of the prospect of spiritual self-destruction inherent in a willful disregard of the fact of God's existence and oneness, which is the core of all religious cognition and, hence, of all true prophethood.] |
Diyanet Vakfı | Ben ancak apaçık bir uyarıcı olduğum için bana vahyolunuyor. |
Diyanet | "Bana sadece vahyolunuyor; doğrusu ben ancak apaçık bir uyarıcıyım." |
Edip Yüksel | "Apaçık bir uyarıcı olduğum için bana vahyediliyor." |
Suat Yıldırım | Şu var ki: Bana sadece, açıkça uyarmak için gönderilen bir elçi olduğum vahyolunuyor.” |
Yaşar Nuri Öztürk | "Bana, sadece açık bir uyarıcı olduğum vahyediliyor." |
Abdulbaki Gölpınarlı | Bana vahyedilmede ve ben, ancak apaçık bir korkutucuyum. |
Ali Bulaç | "Bana ancak, yalnızca apaçık bir uyarıcı olduğum vahyolunmaktadır." |
Süleyman Ateş | Ben ancak apaçık bir uyarıcı olduğum için (bu bilgi) bana vahyediliyor. |
Önceki [38:69]< >[38:71] Sonraki |