Kelime

Kelime<not selected>
Kök<not selected>
Konum[:]

Lütfen mavi renkteki Arapça herhangi bir kelimeyi tıklayınız.

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
15 farklı meali görmek için lütfen [Sure:Ayet] numarasına tıklayınız
Ayet(ler): 1 Surah :  38 - SadGörüntülenen ayet : 24 | 88 - Sure No: 38
Önceki [38:23]< >[38:25] Sonraki
1.
[38:24]
ḳâle leḳad żalemeke bisüâli na`cetike ilâ ni`âcih. veinne keŝîram mine-lḫuleṭâi leyebgî ba`ḍuhüm `alâ ba`ḍin ille-lleẕîne âmenû ve`amilu-ṣṣâliḥâti veḳalîlüm mâ hüm. veżanne dâvûdü ennemâ fetennâhü festagfera rabbehû veḫarra râki`av veenâb.قال لقد ظلمك بسؤال نعجتك إلى نعاجه وإن كثيرا من الخلطاء ليبغي بعضهم على بعض إلا الذين آمنوا وعملوا الصالحات وقليل ما هم وظن داوود أنما فتناه فاستغفر ربه وخر راكعا وأناب
قَالَ لَقَدْ ظَلَمَكَ بِسُؤَالِ نَعْجَتِكَ إِلَى نِعَاجِهِ وَإِنَّ كَثِيرًا مِّنَ الْخُلَطَاءِ لَيَبْغِي بَعْضُهُمْ عَلَى بَعْضٍ إِلَّا الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ وَقَلِيلٌ مَّا هُمْ وَظَنَّ دَاوُودُ أَنَّمَا فَتَنَّاهُ فَاسْتَغْفَرَ رَبَّهُ وَخَرَّ رَاكِعًا وَأَنَابَ
Elmalılı Davud dedi ki: "Doğrusu senin bir koyununu kendi koyunlarına katmak istemesiyle sana zulmetmiştir. Gerçekten bir cemiyette yaşayanların çoğu mutlaka birbirlerine haksızlık ediyorlar. Ancak iman edip de salih amel işleyenler başka. Ama onlar da pek az." Davud, bizim kendisini imtihan ettiğimizi sanmıştı. Hemen Rabbinden mağfiret diledi, rüku ederek yere kapandı, tevbe ile Allah'a yöneldi.
Y. Ali(David) said: "He has undoubtedly wronged thee in demanding thy (single) ewe to be added to his (flock of) ewes: truly many are the partners (in business) who wrong each other: Not so do those who believe and work deeds of righteousness, and how few are they?"...and David gathered that We had tried him: he asked forgiveness of his Lord, fell down, bowing (in prostration), and turned (to Allah in repentance).
 Words| قال - He said,| لقد - "Certainly,| ظلمك - he has wronged you| بسؤال - by demanding| نعجتك - your ewe| إلى - to| نعاجه - his ewes.| وإن - And indeed,| كثيرا - many| من - of| الخلطاء - the partners| ليبغي - certainly oppress| بعضهم - some of them| على - [on]| بعض - another| إلا - except| الذين - those who| آمنوا - believe| وعملوا - and do| الصالحات - righteous deeds| وقليل - and few| ما - (are) they."| هم - (are) they."| وظن - And became certain| داوود - Dawood| أنما - that| فتناه - We (had) tried him,| فاستغفر - and he asked forgiveness| ربه - (of) his Lord| وخر - and fell down| راكعا - bowing| وأناب - and turned in repentance.|
Pickthal(David) said: He hath wronged thee in demanding thine ewe in addition to his ewes, and lo! many partners oppress one another, save such as believe and do good works, and they are few. And David guessed that We had tried him, and he sought forgiveness of his Lord, and he bowed himself and fell down prostrate and repented.
Arberry Said he, 'Assuredly he has wronged thee in asking for thy ewe in addition to his sheep; and indeed many intermixers do injury one against the other, save those who believe, and do deeds of righteousness -- and how few they are!' And David thought that We had only tried him; therefore he sought forgiveness of his Lord, and he fell down, bowing, and he repented.
ShakirHe said: Surely he has been unjust to you in demanding your ewe (to add) to his own ewes; and most surely most of the partners act wrongfully towards one another, save those who believe and do good, and very few are they; and Dawood was sure that We had tried him, so he sought the protection of his Lord and he fell down bowing and turned time after time (to Him).
Free MindsHe said: "He has wronged you by asking to combine your lambs with his lambs. And many who mix their properties take advantage of one another, except those who believe and do good works, and these are very few." And David guessed that We had tested him, so he sought forgiveness from his Lord, and fell down kneeling, and repented.
Qaribullah He (David) replied: 'He has without doubt wronged you in seeking to add your ewe to his sheep. Many intermixers wrong one another; except those who believe, and do good works, and they are few indeed. ' David realized that We had tried him and sought the forgiveness of his Lord and fell down, prostrate and repented.
AsadSaid [David]: "He has certainly wronged thee by demanding that thy ewe be added to his ewes! Thus, behold, do many kinsmen wrong one another [The term khulata (sing. khalit) denotes, literally, "people who mix [i.e., are familiar or intimate] with others" or "with one another". In the present instance it evidently alludes to the "brotherhood" between the two mysterious litigants, and is therefore best rendered as "kinsmen".] - [all] save those who believe [in God] and do righteous deeds: but how few are they!" And [suddenly] David understood that We had tried him: [Sc., "and that he had failed" (in the matter of Bath-Sheba).] and so he asked his Sustainer to forgive him his sin, and fell down in prostration, and turned unto Him in repentance.
Diyanet VakfıDavud: Andolsun ki, senin koyununu kendi koyunlarına katmak istemekle sana haksızlıkta bulunmuştur. Doğrusu ortakçıların çoğu, birbirlerinin haklarına tecavüz ederler. Yalnız iman edip de iyi işler yapanlar müstesna. Bunlar da ne kadar az! dedi. Davud, kendisini denediğimizi sandı ve Rabbinden mağfiret dileyerek eğilip secdeye kapandı, tevbe edip Allah'a yöneldi.
DiyanetDavud: "And olsun ki, senin dişi koyununu kendi dişi koyunlarına katmak istemekle sana haksızlıkta bulunmuştur. Doğrusu ortakçıların çoğu birbirlerinin haklarına tecavüz ederler. İnanıp yararlı iş işleyenler bunun dışındadır ki sayıları da ne kadar azdır!" demişti. Davud, Kendisini denediğimizi sanmıştı da, Rabbinden mağfiret dileyerek eğilip secdeye kapanmış, tevbe etmiş, Allah'a yönelmişti.
Edip YükselDedi ki, "Senin koyununu kendi koyunlarına katmayı istemekle sana haksızlık etmiştir. Doğrusu, ortakçıların çoğu bir birinin hakkına el uzatır. İnanıp erdemli davrananlar bunun dışındadır, onlar ise sayıca ne kadar azdır!" Davud, kendisini sınadığımızı sanarak bağışlanma diledi, eğildi ve tevbe etti.
Suat YıldırımDâvud: “Doğrusu, senin tek koyununu, kendi koyunlarına katmak istemekle o sana haksızlık etmiştir. Zaten malda ortak olanların çoğu birbirlerine haksızlık ederler. Ancak gerçekten iman edip makbul ve güzel davranışlarda bulunanlar böyle yapmazlar. Onlar da o kadar azdır ki!”Davud kendisini imtihan ettiğimizi anladı, derhal Rabbinden mağfiret diledi, eğilip secdeye kapandı ve Allah'a yöneldi.
Yaşar Nuri ÖztürkDavûd dedi ki: "Vallahi, senin bir tek koyununu kendi koyunlarına katmak istemekle sana zulmetmiş. Zaten ortaklardan birçoğu birbiri aleyhine haksızlık ve zulme sapar. İman edip hakka ve barışa yönelik işler yapanlar böyle değildir. Ama onlar da pek azdır." Davûd, kendisini imtihan ettiğimizi düşündü; hemen Rabbinden af diledi; rükû ederek yerlere eğildi ve Allah'a yöneldi.
Abdulbaki GölpınarlıDedi ki: Senin dişi koyununu, kendi koyunlarına katmayı istemekle gerçekten de zulmetmiş sana ve şüphesiz ki ortakların çoğu, birbirinin hakkına tecavüz eder, ancak inanan ve iyi işlerde bulunanlar müstesna ve fakat bunlar da pek azdır ve Davud, biz, kendisini sınadık sandı da Rabbinden yarlıganma diledi ve eğilerek yere kapandı ve Rabbine döndü.
Ali Bulaç(Davud) Dedi ki: "Andolsun senin koyununu, kendi koyunlarına (katmak) istemekle sana zulmetmiştir. Doğrusu, (emek ve mali güçlerini) birleştirip katan (ortak)lardan çoğu, birbirlerine karşı tecavüz ederler; ancak iman edip salih amellerde bulunanlar başka. Onlar da ne kadar azdır." Davud, gerçekten Bizim onu imtihan ettiğimizi sandı, böylece Rabbinden bağışlanma diledi ve rüku ederek yere kapandı ve (Bize gönülden) yönelip-döndü.
Süleyman Ateş(Davud) dedi ki: "And olsun (o) senin, koyununu kendi koyunlarına katmayı istemekle sana zulmetmiştir. Zaten (mallarını birbirine) karıştıran(ortak)ların çoğu birbirine zulmederler. Yalnız inanıp iyi işler yapanlar bunun dışındadır ki, onlar da ne kadar azdır!" Davud, (bu hükümle) kendisini denediğimizi (kendisine bir bela vereceğimizi) sandı da Rabbinden mağfiret diledi, eğilerek secdeye kapandı ve tevbe edip (bize) döndü.
Önceki [38:23]< >[38:25] Sonraki
Burada sunulan verilerin tamamı kontrol edilmemiştir. Lütfen orijinal kaynaklardan doğruluğunu kontrol ediniz. Türkçe Tercümeler, tanzil.net internet sitesinden temin edilmiştir. Çalışmamızda kullanılan veritabanı, openburhan.net projesinin veritabanının yeniden düzenlenmiş halidir. Kur'an-ı Kerim sayfasına dönüş için tıklayınız. Urduca-İngilizce OpenBurhan versiyonu için tıklayınız. Çalışmamızda kullanılan verilerin ve dosyaların telif hakları sahiplerine aittir.
OpenBurhanTR 2.0.17