1. [37:58] | efemâ naḥnü bimeyyitîn. | أفما نحن بميتين أَفَمَا نَحْنُ بِمَيِّتِينَ |
---|
Elmalılı | "Nasılmış bak. Biz ilk ölümümüzden başka bir daha ölmeyecek miymişiz? Biz azaba uğratılmayacak mıymışız? |
Y. Ali | "Is it (the case) that we shall not die,
|
Words | | أفما - Then are not| نحن - we| بميتين - (to) die,| |
Pickthal | Are we then not to die |
Arberry | What, do we then not die |
Shakir | Is it then that we are not going to die, |
Free Minds | "Are we then not going to die," |
Qaribullah | What then, shall we not die |
Asad | But then, [O my friends in paradise,] is it [really] so that we are not to die |
Diyanet Vakfı | Birinci ölümümüz hariç, bir daha biz ölmeyecek miyiz? |
Diyanet | "Birinci ölümden sonra bir daha ölmeyeceğiz değil mi? Azap da görmeyeceğiz ha?" |
Edip Yüksel | "(Sana göre), biz öldüğümüzde," |
Suat Yıldırım | Sonra cennetteki arkadaşlarına dönerek: “O ilk ölümümüzden sonra artık bize burada ölüm olmayacak değil mi, o azap bize hiç ulaşmayacak değil mi? Ne güzel! Şükürler olsun! İşte kurtuluş, işte büyük başarı diye buna derler. Çalışanlar, asıl, böyle bir başarı elde etmek için çalışsınlar!” |
Yaşar Nuri Öztürk | "Peki, biz artık ölmeyecek miyiz?" |
Abdulbaki Gölpınarlı | Biz artık ölmeyecek değil miyiz? |
Ali Bulaç | "Nasıl, biz ölecek olanlar değil miymişiz?" |
Süleyman Ateş | Biz bir daha ölmeyecek miyiz der. |
Önceki [37:57]< >[37:59] Sonraki |